ŞAFAKTA ANAHTAR
Güneş vurmadan pencerene çıkmalısın kapıdan,
Rızıklar erken dağılır tükenir sen ulaşmadan, Bahar bekleme şafağın erkeni armağan bahardan, Tüm kalbinle çıkmalısın her gün güneş doğmadan Halisane gidenler boş dönmemiş o kapıdan; Göğe bak uzaklaş mâni melankolik yaşamdan, Kim yar bulmuş bu karanlık derin kuyudan, Umutla koş aydınlıklar kuşatsın her yanından, Ellerin toplarsa güzellikleri koşarsın usanmadan, Yerle gök arasında huzur dolu dönme onları almadan; Bir bilen olmak varken neden eğlendin durdun, Gönül bahçende bu zehirleri çok barındırdın, Olmayan dualara âmin demek için mi tüm derdin, Yaklaşan son mu yoksa baş mı hiç merak etmedin, Rızıklar yayılırken sen şeytanla bolca dans ettin; Beklentin olmayınca karanlıklara küfrü marifet bildin, Yaralı aslan değil çakal olmayı bile hiç beceremedin, Ömrün giderken bir kaşık suda yaygara koparıp debelendin, Anlık rüzgarları yağmur getirir diye misafir ettin, Hayıflanmayı bırak kalan günleri tefekkürle mektep edin; Yılanlar sıcakta çıkarken mevsimi yok etrafındaki yılanların, Delik deşik bir beden bu köstebeklere canını feda mı ettin, Ağlayan yanın gülerken mehtaba hiç mi gülümsemedin, Ecdadın oymak idi toprak yedi senin de eriyor kemiklerin Tükeniyor ömür öyle bir git ki imrensin sondan gelenlerin, Anlam ararken anlamsızlıklara yenilirsen boşa gider emeklerin; Erol KEKEÇ/04.10.2023/13.40/Namazgah/İST |