TOPARLAN GİDİYORUZ
Emin olmadan yola çıkma be dostum,
Güvensizlik yakar kavurur her zaman, Yollar uzun nefesler daralır bir gün, Kararan gözlerin bırakmaz ki yürüyesin, Kızgınlık başına beladır bunu bilesin, Yorulduk be gardaş nasıl bir zaman; Ağrıyan başımı taşımaz oldu ayaklarım, Kendim gibi bildim hayatta çok yanıldım, Dost bildiklerimden güvensiz kurşun yedim; Yüreğim tarumar buralardan nasıl gideyim, Günle güneşi kovalamaya başlıyorum, İnsanların nazını çekerken naz dinliyorum; Dökülüyor yanan yüreğim yollarda kaldım, Umut ekerken toprağa bahçıvana kandım, Koşuyor süvarisiz atlar yorgun ömür hanım, Aydınlık ararken kaderimi boynuma dolamışım; Gecenin sonunda gök ağlarken kayan yıldızlar, Şafaktan evvel ötüyor bu yıl bizim elde turaçlar, Asi bir rüzgâr içimden akıp geçerken alnımı yalar, Sıcak yataklar haram bana ürkek bir kalbim var, Harap düştüm halimden anlayan yaradanım var, Yürü be gardaş yalan dünya da dost mu var; Hayallerim dört nala giderken gerçeğimi kaybettim, Semanın yüreğinde kaybolan kuluçkadaki umutlarım, Sırtım yaralı ensemde namlu bu cengâver ben miyim, Canımdan can alırken canım dediklerim delindi yüreğim, Rüya mı düş mü bilmiyorum bu handa kalmasın cesedim, Ruhumun isteği kimseye bırakma beni sensin benim kimim; Yürü be dostum sırtım çok kalın olsa da ben yorgunum, Yorulmuşları taşımaktan güç kalmadı dizlerimde dargınım, Ayyuka çıkmış isteklerin kurşununa ben mi seçildim, Namluyu tam doğrult bir dostun kurşununa geleyim, Zamanla yaralar dinermiş vurdular beni acıyor içim, Bu yarada kan durmaz dostum boşa akmasın kanım, Dağ başında bir ceylan gibi sırtımı taşa verdim, Nedem ki sakinleşsin bu dertli acıyan kalbim; Yer demir gök bakır yaktı beni gönül kırgınlıklarım; Uyan be kalbim toparlan gidiyoruz burası değil yerimiz; Erol Kekeç/03.10.2023/Namazgah/İST |