KALMİŞLAR ÜLKESİey sevgili ! beni yak, beni savur, bilinmezlere karıştır sonra bilmediğim şehirlerin kaldırımlarına bırak çünkü ben Meryem’in tüyü, Kudüs’ün yüzüyüm kendi ölümüne tanıklık eden bir mülteci kahrında. hayat ! ey yüzünü acı suyla yıkamış yabanıl hayat ! benim kirli göğsümde yüzlerce kadının enkazı barınır sabıkalı bir geçmiş artığı. sonra bir kapı vurulur, eğilir başak, yıkılır tunçtan tabu miadı dolmayacak bir miladı başlatır gözlerin. şehrin sulak tarlalarına sürdüğüm sakallarımda ıslak ve aka çalan günahlarım boy verir artçıl ve onulmaz nöbetler sonrası. sana baktıkça yönüm doğulanır benim doğrulur, doğulanır ve sende doğrulanır yönüm. bilirim ki yüzün Srebrenitsa kökenli bir çocukluktur usul usul can çekişen Musul’dur yüzün. ey sevgili ! yaşamak erken büyümekti, görmüştün her bir şeyi göğermiş soğanlara gömdüğünde hatıranı. şimdi yatak odasının aşk kokan duvarlarına astığın soyut bir tablonun dar aralıklarından sızar özgürlüğe susamış çocukların gözleri. anka kuşu kanadından aşağı yıkılan bir im kalır bileklerinin kıvrımlarında bir im, bir çıkmaz sokak, bir damga kalır iri iri puntolarla yazılmış alnına. gitme provaları yapan kalmışlar ülkesidir ruhun gözlerin pas tutmuş harabe aynalarda ki nereye gidersen git yol uzak, yol zindan, yol kahır yol ki yüreğine vurulan mührü Süleyman kadar ağır gidersen sana yok gibi sana yaşıyor gibi yaşamak düşer marşların gölgesinde. sonra tekerlemeleri unutulmuş şehirler kokar kahve gözlerin ezberinde binlerce öğrenilmiş çaresizlik büyütür. bir ayetin sıcaklığındaki bakışların göğsündeki nunu, yüzündeki nuru anlatır. ey tenime üryan , dilime isyan karıştıran sevgili bendedir aşk çağrılarının her zerresi durulacaksa durulsun, vurulacaksa vurulsun tutuşsun tutuşacakların yer küresi beni yak, beni savur, bilinmezlere katıştır ateşte can çekişen odunun toprağa boyun büken güne bakanın umudu sendedir sendedir ruhumun serinliği sendedir ey sevgili. |
Yüreğinize sağlık derin manaları olan duygu yüklü bir şiir.