'' Düş Ölüsü''
uykusu
bir sapan taşıyla kıpkırmızı kesilmişti yeniden başlıyordu tazelere uzaklığım geceye sarılacak kadar kötürümdüm nefesini yarılayan kelebekler kadar kısa ömürlü gördüğü her rüyaya darılacak kadar hüzünlüydüm dilimin tel örgüsüne takılıp kanıyordu şarkılar sol anahtarına istiflenmiş anılarıyla gün ışığına yapışkan bir sarmaşık sürgünüydüm sen şiir olup ağıyordu pencere kenarıma incecik bir fikir gibi kopuyordun sonra azınlık kalıyordum nasıl da sesleniyordum silik bir gölge gibi peşinden melez renkler meleşiyordu ıssızlığın dağ yamaçlarında canımla can çekişiyordu durmadan ruhumda ıslak saldırılar saba makamında lâ çeken kuşlar bir gamzeli fasıl yürütüyordum göğün kefeninden onlarla yürüyordum sulara onlarla gömülüyordum günlüğüme sessizce sen özgürlüğü seçiyordum tüm noktalarımı ateşe vererek efsunlu bir şehir oluyordun gözlerin bir kale duvarıydı tırmanıyordum göz kapağının tehlikeli surlarına ölesiye dalgalanıyordum ölesiye genişliyordum sonra bakışlarından menekşeler deriyordum nasıl da büyüyordum bir kızıl gün gibi ellerinde gelincikler boşalıyordu bir kızıl isyan gibi dudaklarında arsız bir öpücükle uyanıyordum sonra da çırpınarak ölüyordum karanlığın boylarında yeniden _boran |
...
...
Ömrünüze bahar gelsin, yüreğiniz yas görmesin...
Selamlar, saygılar 🙃