Ellerineellerine- suda erimeyen rüzgârda diri ellerine sevgim teri yaşayan bilir toprak ekenin elinden çıkar sıcak ekmek günleri avucumuz boyunda patates mısır izi bırakan yürüyüşünü severim insan yaşadığını anlatır püskülleri pembe insan düşlerini hızlandırır doğada gidecek izini buldurur koçanlar büyüdükçe dişlendikçe ekilenler ter toprakla birleşir kavuşur yaratılan Yaradan’a ellerin bedenine kavuşur kımıltısız yağmur sonu hava bir damlacık yapraktan yaprağa bir damla damla üstüne özüne iner su tabloda görevleriniz eşit eşitsizlik, büyümek uğraşın büyütmemek çabaları büyütmesinler bakalım birleşin yağmur damlaları moda söylemle, ellerimiz orta direk bir de kırarlar orta yerinden biliriz; halkız boynumuz kıldan ince ellerimizi verene dileyenin olsun konfetiler, kurbanlar davul çalsın zenginlere kentin anahtarından caydık özel işlemeli plaketlerden de!.. 13. 06. 1986 / Nazik Gülünay |