Adı Olmayan Şiirler - 42
Doğrusu yok demişti bilge adam
ve yine doğrusu gittiğin yoldur diye de eklemişti Onun nazarında Yağmuru bekleyen bir gariptim yol kenarında Hava kapalıydı ve yağmur yağmamak için bulutlara tutunuyordu Kum olup parmak arasına doluşmuş olmak da kabul edilir bir şeydi benim için Hepsi benden bana idi yağmur da çamur da kum da bende idi ben idi Kah kurumuş çöl olmuş kah ıslanmış göl Bu da damlanın seyri işte deyivermiştim Eşlik etmişti bilge adam biz nasıl kendi varlığımıza düşmeden onu kurutup öldürüyorsak damla da düşmediği toprağı kurutur ve öldürür Hep böyle midir hayat diye kendi kendime söylendim Bulduğunu sandığın şey senin değildir Sen de olan ise bulmak istediğin değildir Aradığını bulamazsın Denk geldiğin de aradığın olmaz Duaya çıkıp yakaran imamın duasındaki noksanlık olursun Çizmeni giymemişsin diye bağırır çıplak ayakla toprağa basan çocuk Bakarsın gözlerine, seslenir sana içeriden Kendin bile inanmıyorsun yağacağına yağmurun Geleceğine yarının Olacağına kendinin Ereceğine fikrinin Gerçekleşeceğine düşünün Sonra damlaya kusur bulursun Buluta isyan edersin Toprağa bakıp iç geçirirsin Sen kendini bilmez isen dualar neylesin kitaplar hangi dilden seslensin kapılar ne yöne açılsın gelmen için Ruhumda hapsettiğim kendime benzettim Yağmuru salmayan bulutları Bıraksam bana dair her şeyi Yağan yağmur gibi ferahlayacağım Kasvetini atacak gökyüzü İçime bir damla düşecek Onda gökkuşağı çoğaltacağım Düşündüm de Kendimi kucaklamayı bile unutmuşum Düşünürken, yağmuru, toprağı, ağacı, çiçeği, böceği Taşıma suyla dönmüyor değirmen diye Seyredalmışım uzaklara itiverdiğim gülümseyişimi Çerokiler Dillerinin altında bir damla su ile yürürmüş çok uzaklara Yemek için kopardıkları bir meyve için teşekkür ederlermiş ağaca Avladıkları her hayvanın ruhuna seremoni yapar, Özgürleştirip bedenlerinden öyle doyururlarmış karınlarıı Damlanın da yaprağın da gönlü razı gelirmiş bu yolculuğa Kendimden razı gelmediğim neler var dedim Huzurumu tekmeleyip durduğum Neşemi ötelediğim Neler biriktiriyorum iç ceplerimde Bazen yol gösteren bilgemi de kaybediyorum içimde Ben mi O’yum, O mu ben kestiremiyorum Damla mıyım? Deniz mi? bilemiyorum Toprak mı? Kum tanesi mi? Geldiğim yerde damla ile vücut bulduğum rivayet edilir Damlanın karıştığı toprağın mayasını da seçen benmişim Gölgesinde ay Silüetinde dağ sıralamışım Nefsinde ölüm Yağmur duasına çıkmışım Ne giden benmişim Ne dileyen Ne de duyan |