NASILETTİN HOCA (31)
Hoca’ya bir gün Timurlenk;
“Mademki sen Ulema’sın.” Diyerek, “Eşeğe okuma öğreteceksin!” emrini vermiş Hoca da kısa bir zaman sonra eşek ile hünkârın huzura gelmiş, Başlamış eşek dili ile yerdeki kitabın sayfalarını çevirmeye. Sayfada saman bulamayan hayvan bir sonraki sayfayı çevirirken; “Dün bu sayfadaki saman şimdi yok olup-gitmiş, neden?” diye homurdanıp-düşünürken; “Bu eşeğin ne dediğini ben anlayamıyorum ki!” Diye kızan Timurlenk hocaya hiddetle bakınca; “Estafurullah Hünkar’ım ama...” Diyerek hemen öne atılmış hoca; “Eşeğin dilinden yalnızca eşekler anlar ancak!” oluvermiş hazır cevap. İkinci eşek hikayesini ise şöyle anlatır Hoca Nasılettin bize; Birgün komşusu gelmiş “Bir Eşek seni bana şikayet etti!” demiş. Eşek gibi inatçı ve sabırlı hayvanlar “karşı koyma ve başkaldırı” dan hiç anlamazlar; “Belkide bu eşek özeldir?” diye; “Getirin!” demiş, getirmişler Hoca Nasılettin’in önüne. Eşek bakmış; Doğru söylese dayak var, yalan söylese nasılsa anlamıyor insanlar, tam ağzını açıp-anıracakmış; “Dur!” demiş Hoca Nasılettin; “20 yıldır kahrımı çeken bu eşşek niçin, beni kime ve niye şikayet etsin? Ver sopayı gitsin!” Demiş ve Kıssadan Hisse de burada bitmiş. (*) Hoca Nasılettin şiirleri Orhan veli Kanık’in “Eşşeğin Sözü” kitabından esinlenerek yazılmıştır. Üstadın dışında hiçkimsenin alınmaya asla-ve-asla hakkı yoktur. |