Çocuklar DoğmayınŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Çocukluğum ve izlediğim Aşkım Kapışmak’ın videosu sonrası çıkan şiir...
Hangi bedene doğarsa doğsun, o bedeni değil, bedenin içinde olduğu öyküyü kendisi sanar insan
O öyküyü kimi zaman tanrıdan kelamlar indirdiğini söyleyenler yazar Kimi zaman toplumun kuralları Kimi zamanda ailelerin gelenek ve görenekleri Hepsinin üzerinde olan bir şey ise tanrı ile insan arasında olduğunu iddia eden ruhban sınıfları olmuştur. Arada da baba tanrı rolünü oynar, anne ise tanrının emireri olan şeytanı Bu beden için de kadın olmak da erkek olmak da züldür ve bunu göremez insan Neye doğduysa odur ya hakikati, gittiği yere de onu götürür Çok azı bu döngüyü kırar ki onlar da travmalarının acısından özgürleşmek için yıkar tüm bentleri ve insan olmaya yemin eder, İçinde tanrı ve baba/anne olmadan çıkar yola. Bilir ki bu üçleme onun varoluşunun travmasıdır, acısıdır, sancısıdır, gözyaşı ve yalnızlığıdır Düşünür, tanrısı sınava çeker ona en ağır dersleri gönderir Babası sınava çeker, istediği gibi olmasını ister Annesi sınava çeker, dediklerini yaptığı müddetçe sarıp sarmalar Herkes beklenti içindedir, kimse ona o olduğu için değer vermez, sevmez, sarmaz ve kollamaz… O ne olması gerektiğini bilmeden büyür, çünkü tanrısının istediği şeyleri yapmazsa günahkar olur Babasının yapmasını istediği şeyleri yapmazsa, işe yaramaz ve boş olur Annesinin istediğini yapmazsa, yaramaz olur… Büyümeye başladığında, öğretmeni girer, arkadaşları girer, sevgilisi girer, eşi girer, çocukları girer Ve hepsi ondan bir şey olmasını ister ve bekler O hep ve hiç yoktur kendisinde ve hep tanrısından başlayıp çocuğuna varana kadar olan yolcuğunda bir şeyler olması gerektiğini düşünür Kurbandır seçmese de kurban olur Terk edilmiştir, oysa o hiç terk etmez, cennetten kovulur sığınır, dayak yer sığınır, aşağılanır sığınır Bir çocuğun gidecek yeri yoktur, tanrısına sığınır korumaz, annesine sığınır korumaz, babasına sığınır korumaz, kayıptır, yitiktir ve kollarını sıvamıştır çevresini saran herkes Tanrısı ona özel defter yapmıştır iki de melek görevlendirmişti Yazıp dururdu yaramazlıklarını ve ispiyonlardı melekler çocuğun, çocukluğunu Annesi de yazardı yaramazlıklarını tek tek iletirdi babasına. Tanrısı cehenneme atar babası da cehennemi yaşatırdı, an be an Gerçek var mıdır? Sevgi var mıydı? Tüm kitaplar, tanrının sevgi olduğunu yazardı, bu ispiyoncu melekler neden vardı? Cehennem neden vardı? Hani sevgiydi tanrı? Neden onu cezalandırmak için bu kadar çok çaba harcıyordu? Hani anneler koşulsuz severdi çocuklarını? Elini yaktığında dayak yiyordu, yere düştüğünde hakarete uğruyordu, sevdiği şeyleri yaparken cezalandırılıyordu, Neden anneler şiddeti bu kadar seviyordu? Babası, babalar tanrıydı diye mi kitaplardan şiddeti aparıp, acımasızca uygulardı üzerinde? Döngüsü var mıydı yaşamın? Kaç kere öldü dirildi bu dünyaya acaba? Kaç ölüm tattı tek bedende? Yüzlerce asırdır uğrar gibiydi varlığındaki yokluğuna? Kimdi zalim olan? Kimdi alim olan? Derler ki bir alimden bir zalim, bir zalimden de bir alim doğar Her şeyin sahibi olan varsa “O”, bu öyküde neredeydi? Kimse bunu sormadan büyütmeye çalışmıştı onu Çocuktu, tanrısı yetişmiyordu! Çocuktu, zalimlerin tezgah açtığı pazarda şiddete peşkeş çekiliyordu bedeni Gülüşüne kelepçe takılıp, köle pazarında satılığa çıkartılıyordu, gözyaşları En çok kimden alacaklı olduğunu bilemeden büyüdü çocuk Kendisini suçladı, kendisini cezalandırdı, tanrısının, annesinin, babasının cezalandırmaları yetmiyormuş gibi, Değersiz gördü o yalnız kalmış bedeni içindeki kendisini Girdabında derine çekilen su damlası gibi oluyordu, boğuluyordu ama ölmüyordu, kayboluyordu ama görünüyordu, vardı ama yoktu, yoktu ama var olabiliyordu Ve duyuyordu, sen sevilen ve korunansın, senin için yapıyoruz her şeyi Her şey senin için… her şey senin için… her şey sen… her… şey… sen… Bir çocuk ölüyordu… Bir adam ve kadın öldürecek bir çocuk doğuruyordu Bir erkek ve kız öldürecek bir çocuğu doğurmak için aşık oluyordu Bir çocuk doğuyordu, büyüdüğünde evlenip bir başka çocuğu doğurmak için Ve bütün bu olanları izliyordu Tanrı, defterini sonuna kadar açarak, çentik atıyordu Günah, sevap, günah, sevap, günah, sevap diye… Gün/ah alıyordu çocuk Sev/ap/tallaşıyordu zaman Ne tanrı uyanıyordu çocuğun yüreğinde Ne de çocuğun ruhu her yerde olduğu söylenen tanrıyı görebiliyordu Ölüyordu… Ölüyordu… Tekrar tekrar dirilmek için ölüp duruyordu…. Çocuklar doğmayın Tanrı da dahil herkes seni öldürmek için yemin etmiş bu hayatta. Doğma… Doğma, ÇOCUK |