Üşümek ve Parya
yedi oktav hu çeken bir derviş gibi
omuzlarıma yığıldı dünya belli ki yeni bir tufana mührünü çakacak sular fikrim yandı birden aynı virdine kilitli kaldım yeniden ateş büyüdü düş küçüldü birden akrep zehrinde an üşüdü dar alanda uyaksız devran acımı emzirdiler yeniden cehenneme layık bir şiirden içimde mesaisi dolmamış mevsimlik kar işçileri yüreğimin çapına bir derin çukur deşiyorlar yâr ah âsâsı kırıldı cümlelerimin ölüm günlüğüm bir mezarcının elinde kaldı ne gören vardı ne de tanıyan kirpiğine tutunmaya çalışan bir damlada gördüm çaresizliğin betimini aks’im mi düştü ben mi düştüm yoksa sen mi düştün içimden adını tekrarladım kederli bir kelebeğin kefeninden seni sevmek üşümüş göğsümde bayrağın sesimde kuşların üşümüş yeniden ölüm öncesi sessizliğinden ranzasında sızıp kalmış tezkeresi gecikmiş bir hayatın şafağıydın sen teni kırışıktı sığınağımın rengi meyhoş kalbi sarhoş sesleri ölük faili meşhur cinayetlerin ortasında kalmış İçime çektiğim her nefes dünden kalmaydı pastellerine ırkçılık bulaştı ütopyanın beyaz tenli aşka inananlar uykudaydı hâlâ ben değildim minimum bahanelerden maksimum günahlar çıkaran mazlum bir madenciydim sadece hikâyesine nefretle bakılan ah gönlümün güler yüzlü çocuğu omurgasız kalmış sabahların terutazesi soluğu tenine gül dök’sen bu çığlıkların bu potansiyel suçlu imgelerin hâlâ tenha değil midir gözlerin beni de alıver’sen yanına bak yine baran düşüyor doğu’ma şu’batıma hep düşman kesiliyor hasretliğin güneşimi de salıversen -boran |
ranzasında sızıp kalmış
tezkeresi gecikmiş bir hayatın şafağıydın sen
teni kırışıktı sığınağımın
rengi meyhoş
kalbi sarhoş
sesleri ölük
faili meşhur cinayetlerin ortasında kalmış
İçime çektiğim her nefes dünden kalmaydı
pastellerine ırkçılık bulaştı ütopyanın
beyaz tenli aşka inananlar uykudaydı hâlâ
ben değildim
minimum bahanelerden maksimum günahlar çıkaran
mazlum bir madenciydim sadece
hikâyesine nefretle bakılan
ah
gönlümün güler yüzlü çocuğu
omurgasız kalmış sabahların
terutazesi soluğu
tenine gül dök’sen bu çığlıkların
bu potansiyel suçlu imgelerin
hâlâ tenha değil midir gözlerin
beni de alıver’sen yanına
bak
yine baran düşüyor doğu’ma
şu’batıma hep düşman kesiliyor hasretliğin
güneşimi de salıversen...
gönül ve ömür bırakmamak ne mümkün abim.
Yürek sesin hiç susmasın abim
daima saygım ve hürmetimle.