İSTANBUL PEMBE (44)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yana-yatık-İçeri dizeler 20.11.2015 tarihinde Dr. Ernst Walter Heinrich’in "HAYVAN VE İNSAN HAKLARI" adlı bir broşüründen esinlenerek yazdığım İSTANBUL PEMBE (5) şiirime aittir.
„Prof. Dr. Hüseyin Hatemi; Hacda kesilen kurbanların bir sadaka amacı güttüğünü, Allah’a yakın olma vesilesi olduğunu belirterek, ‘‘Ancak bugün şartlar değişti. Hacda kurban kesmeye gerek yok. Hele hac görevini yapmayan Türkiye’de bulunanların kurban kesmesine gerek yok. Durumu yerinde olan herkes bir aylık masrafının üçte birini yoksullara sadaka olarak verebilir’’ dedi. Prof Dr. Hüseyin Hatemi; İslamı kandan temizlememiz lazım’’ diyerek şunları söyledi: ‘‘Kurban bayramı, ’hayvan kesme bayramı’ demek değildir. Kurban Allah’a yaklaşma vesilesidir. Kurban Bayramı daha eski ismiyle ’edha bayramı’dır. Hac döneminde yapılan ibadetler, merasimler kurban olarak nitelenmiş. Hac yapanlar hayvan keserek yoksullara dağıtmış. Edha kelimesi ise duha’dan gelir. Şafak sökmesi, tan yerinin ağarması, İslam’ın şafağının sökmesi anlamında. Biz bunu sonradan bu hale getirmişiz. ’Hac günü, kan bayramıdır, kavurma bayramıdır’ diye birşey yok.“Hürriyet Gazetesi’nin 21 Şubat 2002 haberinden) Tut ki; Tevrat, Kuran ve İncil’in; " Sana yapılmasını istemediğini başkalarına yapma!" Hadis‘ini unuttuk galiba? „Günahlarımız affedilsin!“ diye „Kıldan ince, kılıçtan keskin“ Sırat Köprüsü‘nde(!) o küçücük pati’leriyle yürümeye çalışan zavallıların, binecekmişiz sırtına bu kurbanlıkların? Onun boynunu uyuşturmasız-şoksuz besmele ile keseriz, ve buna da „Dini icap“ deriz! (*) İSTANBUL PEMBE şiirleri yalnızca hayvanlar için yazılmıştır. Hayvan olmayanların alınmaya asla-ve-asla hakları yoktur. |
HAYIRLI BAYRAMLAR!..