Bedelini Ödedim
Bedelini ödedim
Yanıp kül olan gönlümün Provasını yaptım Zamana mühürlenmiş ölümün Mayısta esen rüzgar kadar yorgunum Göğüne dargın kuşlar gibi bezgin Mahzun gözlerime dalıp irkilmeyin Riyakâr sözcüklerinizden beriyim Suni kalbinize nerede rastlasam tanırım Şakülü kayık gülüşlerinize her defasında katlanırım Acıtmaz ihanetiniz beni Ben toprağın öz çocuğuyum Örterim kiri aratan kirli yüzünüzü Üç kuruşluk vicdanınızdan siz sorumlusunuz Soldurtmayın imitasyon bahçıvanlara güllerinizi Bedelini ödedim Veresiye yazdırdığım hayatın Dişlerini saydım Kahrı altın tepside sunan kainatın Yağmura sövmeyin Gebe bulutlar kusurludur hep Olmadık yerde çiçeklenirler Hem aşka namzet görmeyin damlacıkları Kirpikleriniz gözlerinize ne çok yabancı Tanışıyor mu yalanlarımız Bir yerden ısırıyor gözüm aldatmanızı Benziyor birbirine mülteci bakışlarımız Gözesinde kuruyor sahte sevdalarımız Uyumaya devam edelim Bölünmesin reklam tadındaki rüyalarımız Bedelini ödedim İğnenin deliğinden geçirilen yalanların Külünü aldım Yüreğimi kor eden büyülü hakikatin Kederin kuyruğunu kıstıran neşeden ısmarlayın Bu gece yıldızların efkarını saymayacağım Takılıp yakamozların peşine Sezai KARAKOÇ şiirlerine uzanacağım Bir kuple ezberlersem Balığa da çıkarız ne dersin Dudaklarımda kıvılcımlaşan harflere dokunmayın Ya da kuralları yine yeniden hiçe sayın Ben yanmazsam sen yanmazsan Tadı mı olur dünyanın Mehtap da şarap gibi bu gece Gönlümün surlarını dövmeye başlıyor elem dalgaları İçimdeki beni kapıyor karanlığın kanatları Tanıdığınız gölgeli yüz inceliyor ufukta Yoksunluk nöbetleri kesiyor nefesimi Bekleme beni seherin suskunluğu Bitmez talihimi kuşatan işkence Adımlarımı düzüyorum dağbaşı yanlızlığına Bütün intizarlara kapalı kapım Unuttum ben beni Ben size sağırım... |