ZAMANIN DURDUĞU ŞEHİRLERZamanın durduğu şehirlerden geliyorum ben, Acıların hükmettiği sürgün sokaklardan, Nefeslerin haraç mezat harcandığı, Merhemi olmayan yaralardan, Söylenesi sözlerin mahşere bırakıldığı, İnkar edilen onca yalanlardan, Kefaretin mümkün olmadığı, Gözyaşına teslim olmuş gönüllerden, Sığınacak karartıların gölgelediği, Sahiplenilmeyi bekleyen yıkık vedalardan, Cebimde tek gidişlik biletle, Dikiş tutmaz bir serencamla... Zamanın durduğu şehirlerden geliyorum ben, Çarmıha gerilmiş mevsimlerin ahından, İçinde kaybolduğum sarnıçlar altından, Tehnalarda susuz bırakılan rüyalardan, Gecenin koynuna maraz düşmüş, Rehin alınmış akşam sefalarından, Köhne avluların yağmalanmış sancılarından, Satırlara kan damlamış çatlak dudaklardan, Ürkek bir serçenin yaralı kanatlarından, Doğmamış bebeğine yas tutanların, Katran gibi simsiyah kaderinden... Zamanın durduğu şehirlerden geliyorum ben, Mekanın fırçasında solmayan resimlerden, Sonsuzluğa bürünen biçilmiş ömürlerden, Mor dudaklarda hayat bulan gecelerden, Hayallere saklanan kocaman ayrılıklardan, Affı mümkün olmayan kırgınlıklardan, Dünya hengâmesinin sadakatsiz dokunuşlarından, Renkleri ayıran mihenk taşlarından, Göğe asılı ahraz yıldızların, Balçıkla sıvanmış pişmanlıklarından... Zaman durdu bu şehirlerde, Zaman vurdu zamansız, Esir şehrin ıslak sokaklarını, Dalından kovuldu sarı yapraklar, Sırtından vuruldu umutsuz yarınlar, Geride kalan koskoca yıkımlar, Belki de hiçbir zaman, Geçen zaman gibi olmayacak her an... |
emeklerinize sağlık, selam ile