Kül otağı
.
. Belki Sessizliğin sınadığı topraklar vardı düşlerinde Ve ucuz kalmışlıklara reddiyeleri rüzgarların… . . Kolay değil uykulara bırakılmayan nefesleri alıp vermek… Telleri kangrenleşmiş kemanların iniltilerinde Kolay değil inan Göğü her yeni güne yeniden uyarlamak… Derinliğine nüfuz etmişken ölüm Duvarlara… Kolay değil göçlere şartlanmış bir zihnin kıvranışlarında yaşamak… . . Karanlığım olduğunda satırlarıma Yalnızlığın hissiyatına dökülen yağmurlar gibi kal hep bende… Aklımda Gecenden dökülen senfoniler Ama ruhumda Onulmaz yaralarıma serptiğin sorguların var… . . Kuruyan nehirlerime inat Tutuşan sessiz harflerime dökülsün gözyaşların… Varlığın, belki bir yokluğa körü körüne esareti Ya da yokluğun var olmaya feryad ü figan hevesi… Ama bırakıp hepsini kül otağına Belki de Tenine sessizliği mi iliştirmeli Yoksa surlarının dibinden an olup mu gitmeli… Bilemedim… . . . Belki de… Bilmek istemedim… . . …….. |
Kelimeler ve satırlar arasındaki ahenk muhteşem..
Tebrik ediyorum yüreğinize sağlık.
Saygılarımla..