TAKILDIK YİNE
İster kanatların olsun isterse sınırsız güç
Yine de mağlupsundur anılarına geçmişin Belki de bir takıntıdır fakat öyle de değil Çıktıkça çığrından koşarsın istemesen de Yaşamak dediğin var ya ne kadar da güç. Nereye koyarlarsa koysunlar seni önemsiz Çıkarsalar da zirvesine göğün, sen ki keyifsiz Ne aradığını bilenlere özgü duruştandır asillik Kendine asla yakıştırmazsın uykular kaçar Arayışın sonu bilinmez, çalışmaksa tek ilacı Şimdi versinler isterse derdi inan vız gelir Eziyet dediklerine emek dedik ve bulduk ilhamı. Ne gülüşler kalıyor daim, ne akan yaş gözden Ruhun derinliklerinde kopan hengamelerden Öylesine hızlandı ki hayat yetişilmiyor, neden Zaman mı değişti, biz mi algılamaz olduk Bir bakıyorum ki geriye, masumduk ve çocuk Düştü yüzüm yere lakin peşindeyim halen İğneden ipliğe mazim, geçiyor köhne zinimden Yıkık, viran da olsa çehreler, saçıyormış mutluluk Beyaza eş olurken karalar, renkli olanmış hayatlar Oysa rengarenkken şimdiler, umutlar çok fukaralar. Yavaşı da takıntı ettim kendime, oymuş güzel Hız dediğimiz çalanmış anı, düşünme gel Soluyormuşuz zerresini anların bu ahestelikte Baş döndürürken yitiriyoruz ömrü sanki o ece Nereye kadar gider bu muamma, bahsızlıktır bu Yine takıldım eski plak gibi, yıllar öncesinin O gencecik ve neşe dolu anne, baba sesinde. Geçmeyen yalnızlıklar vardır ya, yığındayız Farkında olmayan şu akışın girdabına kapılmış İvedilikte pas geçmeyen tükenişin feryadı bu Öylesine kaplamış, öyle de zalimce bütün ruhu Çoğumuz farkındayız fakat durdurulamaz Güneş batımına kadar ki mühlet kadar anlık Ömür dediğin bir çocuklukmuş, bazı da gençlik Ötelerinde aradığımız ve isterdik ki bırakılamaz Ufkun hudutlarını akıl aşar da gözlerse aşamaz. Ağırdan ağırdan yürümek vardı o tozlu yollarda Henüz yürürken dizler, memleket bekler ta oralarda. Çıkmak istiyorum anaforundan şu hengamelerin Kuş sesleri çınlatsaydı kulakları, öyle isterim. Samimiyet doluydu dokunuş ,bakış, güne uyanış Yeniden doğmaktı şafaklar umutlara, yoktu aldanış Duygular diri, iyimserlik hissedilen, bizmiş anlayış Hadi gel de etme bunları takıntı, onlardı yaşayış. Ve belki de sadece masalsıydı geçmiş yıllar Yine de her çocuk gibi sıradan birilerimiz Sokağın, okulun, evin, bağın, adsız kahramanıydılar Şu bekleyişler mi tüketiyor bizi yoksa algılar mı Saatler bir gün bize de mutluluğu sunacak mı? Oğuzhan KÜLTE |
Mutluluktu beklentimiz...
Yolun sonuna yaklaştık
Bilmem ki...
Bitti mi ümitlerimiz...