PAZAR SOHBETLERİ 12 ( ŞAHI ŞAHBAZ )
Başladı yine
Kuzgunların gözlerinde kararmış Zulmetin zılğıdı çalarda çalar çatıda Kızıla bükülü çatlak dudaklarda Tüten bacalarda Bu böyle her gece her hece Karğalar senden ak , en zifirisinde bile Baykuş işte bu senin gecen Serp küllerini başıma Çevirme yüzünü kulak ver Çırp kanatlarını Saraylarında alaca karanlıkların ... İki yetmişinde Bu senin zaferin ışıl ışıl dünya gözlerinde Mâmur edilmiş zâtına harabe taşlarında Bir farenin kuyruğunda parlar Bırak Vazgeç Tutuklu boynum zincirlerde Hücrelerimde çizikler içinde Şıkır şıkır yalpayan sızılı dizelerde Dinle Dur inle Dinle duyuyormusun çınlayan ağıtları Burası dünyamı Kimin Kimsin ... Tahtadan atlarda sarılı bezden bebekler Çekilmiş ipleri dört nala dizginlerin Zillerinde Geceye Dökülmüş saçları medusanın Çatal dillerinde zirvesinde zilletin ... Şahtı oldu şahbaz suretleri yayılır ortalığa Sızar mazgallardan çöker,çöreklenir derinlere Şahmeran öyle yaman Acı zehrinde sokar kimse anlamaz ... Yok yok bu böyle olmaz , olmamalı Kabul etmem inanmam Kabusların kirli düşü Burası başka bir dünya . Aldınmı Bu , bu toprak bu taş Ölüm kokuyor solo nefesler . Bu konuşanda kim Kimsin sen . Ulan bu ne be Tüh yoksa öldük mü lan ... Yoksa Yoksa ölen benmiyim Benmişim ölen Bak yine şaştım , nedense şaşmadım Nerede toprağım örtün üzerimi örtün Çekin kefenleri tenime ölmüşüm Ne zaman ,niye söylemediniz . Tek bir kelâm bile , yermeyen . Demediniz Kalmadı , belki bitti eteklerde taşlar . Görmeden , neler söylendiniz. Duymadan Yaşadıkmı ki ,gömülmeden . Şimdileri gömme zamanlara Bilmem ki istersen sen , sen söyle Ne zaman hadi be kaçırdık mı ? Bir küs bir barışık Karışık Kırışık yüreklerde Pusatlar kına düşman Koptu fırtınası tozdan bulutların Sinmez tepelere Durulmaz artık savaş meydanları Homurdanır durur yeller Yerlerde kırılan Atlı süvariler yorğun Tükenmiş piyadeler dermansız Parmak uçlarında uyuşmuş Gerilmiş yaylarda Okçular kör olmuş Kılıçlar kalkanlarda duman duman . Bak yine başladı bak , bak Kimsin sen çözemedim Düğümlerinde perde perde Sök al yüreğimden duvarlarını Kırılan pencerelerde cam parçalarında Can kırıklarını topla yerlerden İz bırakmadan Sislerinde dağılsın güneşler , kimsin sen Bırak Bırak hiç dokunma çek ellerini Başıboş Âvâre yel kovanlardan Ambiyansı değiştirelim akrebin gözlerinde Zaman, zaman içinde bir kemirgen Mayası tutmuş dilsiz tuallerde yanar Resimde sıcak renkler alevlerinde dumansız Limanlar ılıman , martılar raksında mavinin Kıyıya vuran dalğalarda Biraz ılık , kırmızı geceye Sarı azıcık , saçlarına Bir tutam yeşil ölçüsüz hoyratça tüm ömrüne Kömürlüğünde hayatın Zembereği boşaldı Bırak bunları Harca ritmi bozuk saatlerde Yakaladım Bırakmam kimsin sen Pembesi az , nârlarda kavrulmuş vaatlerde Böyle pervasızca Yapraklarımda damlalar gibi , kubbeli camdan Dansında bir su perisi , öyle kırılğan Kırık düş yanğılarına dökünmüş İpeklerinde bir kelebek Belki bir serinlik Bir çığ damlası Çırıl çıplak gecenin cehenneminde yağan Üşüşmüş gözlerime belki ateşlere pervane Yanmış kavrulmuş kanatlarında Seherlerin göz yaşlarında boğulmuş bir ağıt Kaybolmuş Geçte olsa Nede olsa Yorğun şafaklarda avaz avaz Kurumuş soluğu gecikmiş baharlarda Olsada olmasada Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ 24 Aralık 2022 |
*** PAZAR SOHBETLERİ 12 *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...