Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. şiirler serisinin otuzbirincisi
insanın gizli sızılarını yetim yakarışlarını utangaç pişmanlıklarını gün yüzüne çıkarmak için iniyordu vahiy insana anlaşıldığını söylemek içindi alemlerin Rabbinin seslenişi insana yalnız olmadığını çaresiz kalmadığını hatırlatmak içindi
derken, göklü sözün ateşli şahapları vurdu zalimlerin yüzüne önce kibir tutkusuyla koşturup duran muktedirlere sonra haset ateşiyle yanıp kavrulanlara
* müşrikler ,müslümanların ard arda habeş ülkesine hicret etmelerinden telaşa kapıldılar gurbet diyarında da garip müslümanların peşini bırakmak niyetinde değillerdi islamiyetin bu gibi ülkelerde de yayılması karşısına çıkılmayacak bir kuvvet haline gelmesi endişesini taşıyorlardı
müslümanlar habeş hükümdarından himaye gördükleri takdirde arabistan’ın islam sinesine koşması daha da kolaylaşabilirdi böylece, islamın önüne çekmek istedikleri setleri de yerle bir olacaktı kureyşli müşrikler aralarında konuştular sonunda, elçiler gönderip, hicret eden müslümanları habeş hükümdarından geri istemeye karar verdiler
habeş ülkesine varan elçiler devlet adamlarına kıymetli hediyeleri takdim ederek maksatlarını şöylece arz ettiler
bizden bazı aklı ermez gençler atalarının yolundan ayrıldılar sizin dininize girmedikleri gibi yepyeni bir dinle ortaya çıktılar şu anda hükümdarınıza sığınmış bulunmaktadırlar biz onları geri istemek üzere kavmimiz tarafından gönderildik
bu hususta bize yardımcı olun hükümdara müslümanlarla görüşme fırsatını tanımayın onların teslimi hususunda bizi destekleyin ve deyin ki bunlar elbette kendilerinden olanları daha iyi tanır ve bilirler kusurlarını da başkalarından daha iyi görürler
saray adamları kıymetli hediyelere aldandılar kendilerini destekleyeceklerine dair söz verdiler elçiler, bu sefer hükümdarın huzuruna çıktılar arzularını dile getirdiler
ey hükümdar aramızdan çıkıp, işlerimizi bozan bu adamlar şimdi de buraya senin dinini ve halkını bozmak için geldiler seni bu hususta ikaz etmeye geldik bunlar meryem oğlu isa’yı ilah tanımazlar senin huzuruna girince secdeye varmazlar sen, onları bize iade et biz onların hakkından geliriz
önceden ayarlanan saray adamları da elçilerin söylediklerini tasdik ettiler ey hükümdar bunlar doğru söylüyorlar elbette onları başkalarından daha iyi bilir ve tanırlar hangi kusurlarının olduğunu da daha iyi görürler onları kendilerine teslim edelim yurtlarına, kavimlerine geri götürsünler
elçiler, isteklerine "evet" denileceğini ümitle beklerken necaşi hiddetli hiddetli vallahi, hayır çaresiz kalmış, yurduma gelip yerleşmiş beni başkalarına tercih etmiş kimseleri ben hiçbir kimseye teslim etmem onlarla görüşmeden, fikirlerini almadan hiçbir zaman kararımı vermem
eğer, iş elçilerin dedikleri gibiyse onları kendilerine teslim eder kavimlerine geri çeviririm şayet iş, bunun aksi olursa kendilerini korur en güzel şekilde görür gözetirim
daha sonra necaşi müslümanların yanına gelmesi için davetçi gönderdi muhacirler,hz. cafer’i kendilerine temsilci seçtiler hep beraber saraya gittiler
içerde kureyş elçileri ile birlikte necaşi’nin çağırdığı rahipler de vardı hz. cafer, necaşi’nin huzuruna girince selam verdi fakat secde etmedi saray adamları hz. cafer’e, sen ne diye hükümdara secde etmedin.diye sorunca şu cevabı verdi biz ancak Allah’a secde ederiz niçin, çünkü,Allah bize resulünü gönderdi o da Allah’tan başkasına secde etmemizi men etti
bunun üzerine elçiler ey hükümdar, biz bunların halini sana bildirmemiş miydik necaşi müslümanlara siz ülkeme ne için geldiniz haliniz nedir tüccar değilsiniz, bir isteğiniz de yok o halde, bana, benim memleketime niçin geldiniz
sizin şu ortaya çıkmış olan peygamberinizin hali nedir hem bana söyleyiniz, ne diye memleketiniz halkından bana gelenlerin selam verdikleri gibi selam vermiyorsunuz
hz. cafer , ey hükümdar ben üç söz söyleyeceğim eğer doğru söyler isem, beni tasdik edin yalan söylersem yalanlayın
biz tutulup efendilerimize iade edilecek köleler miyiz necaşi,ey amr,onlar köle midirler amr,hayır,onlar şerefli ve hürdürler
hz. cafer necaşi’ye şu adama sorun biz haksız yere birinin kanını mı döktük ki kanı dökülenlere geri verileceğiz. necaşi,ey amr,bunlar haksız yere herhangi birinizin kanını mı döktüler amr,hayır ,onlar, bir damla kan bile dökmediler
hz. cafer, yine necaşiye şu adama sorun , halkın mallarından haksız yere aldığımız üzerimizde ödemekle mükellef bulunduğumuz mallar mı var necaşi,ey amr,eğer şu adamcağızların, ödeyecekleri bir kantar altın borçları varsa, onu ben ödeyeceğim amr,hayır,onların bir kırat borçları bile yok
necaşi,o halde, siz bu adamlardan ne istiyorsunuz amr,onlar ve biz bir dinde idik onlar, dinimizi bıraktılar muhammed’e tabi oldular
necaşi, hz. cafer’e döndü siz salik bulunduğunuz şeyi ne diye bırakıp başkasına tabi oldunuz kavminizin dininden ayrıldığınıza, ne benim dinimde, ne de şu milletlerden herhangi birisinin dininde olmadığınıza göre sizin edindiğiniz bu din nasıl bir dindir
hazret-i cafer ey hükümdar biz cahiliyyet üzere olan bir millet idik putlara tapardık akla gelebilecek her türlü kötülüğü işlerdik hısım ve akrabalarımızla ilgimizi keser komşularımıza kötülükte bulunur ,zayıfları ezerdik
bu hal üzere iken, Allah içimizden birini bize peygamber gönderdi nesebini, asaletini, doğruluk ve eminliğini iffet ve nezahetini bildiğimiz bir peygamber o, bizi Allah’ın varlık ve birliğine inanmaya O’na ibadete, Allah’tan başka tapına geldiğimiz putları ve taşları terk etmeye davet etti
doğru sözlü olmayı, emanetleri yerine getirmeyi akrabalık haklarını gözetmeyi komşularla güzel geçinmeyi günahlardan ve kan dökmekten sakınmayı bize emretti fuhuştan, yalandan, yetim malı yemekten namuslu kadınlara iftira etmekten bizi beri kıldı
biz de ona iman ettik davasını tasdik ettik onun Allah’tan getirip bildirdiği şeylere tabi olduk bu yüzden kavmimiz bize düşman kesildi, zulmetti bizi dinimizden vazgeçirmek Allah’a ibadetten alıkoyup, putlara taptırmak için türlü türlü işkencelere uğrattılar
biz de bütün bu sebeplerden dolayı yurdumuzu yuvamızı terk ederek ülkene geldik sana sığındık. seni başkalarına tercih ettik senin yanında zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ümit etmekteyiz
hazret-i cafer, selam verme meselesine gelince biz seni resulullahın selamı ile selamladık biz birbirimizi hep böyle selamlarız cennete gireceklerin selamlaşmalarının da bu şekilde olacağını peygamberimiz (s.a.v.)den öğrendik bu yüzden seni böyle selamladık secde etme hususuna gelince biz Allah’tan başkasına secde etmekten yine Allah’a sığınırız
hazret-i caferin sözleri necaşi’nin üzerinde derin tesir icra etti müşrikler ise, durdukları yerde sus pus kesildiler
necaşi, bir müddet düşündükten sonra yanında bu bahsettiklerinden bir şey var mı hazret-i cafer evet var. meryem suresinin baş taraflarını okudu
kaf ha ya ayn sad bu ayetler, kulu zekeriyz’ya Rabbinin rahmetini zikirdir hani o Rabbine gizlice niyaz etmişti ve demişti ki, ey Rabbim artık benim kemiklerim yıprandı başım ihtiyarlıkla tutuşup saçlarım aklandı Sana ettiğim dualarımda da ey Rabbim, ben hiç mahrum kalmadım.
sonraki ayetlerde, hazret-i meryem’in, isa’ya (a.s.) nasıl hamile kaldığı hazret-i isa’nın dünyaya nasıl geldiği bir mu’cize olarak beşikte nasıl konuştuğu Allah tarafından peygamber olarak gönderildiği anlatılıyordu
okunan ayetler, necaşi’nin ruh dünyasına gözlerinden yaşlar akıtacak kadar tesir etti hatta akan yaşlar sakalını bile ıslattı hazır bulunan rahipler de gözyaşlarını tutamadılar
kur’an-ı kerim’in manevi cazibesine kapılan iç alemi bir nebze teskin olduktan sonra necaşi vallahi,bu aynı kandilden fışkıran bir nurdur ki musa da, isa da onunla gelmişti sonra da müşrik elçilere dönerek vallahi, ben ne onları size teslim ederim ne de onlar hakkında herhangi bir kötülük düşünürüm
necaşi’nin bu beklenmedik kararı karşısında elçilerin boyunlarını bükerek sarayı terk etmelerinden başka çareleri kalmadı arab’ın siyaset dahisi kabul ettikleri amr bin as başka bir gün tekrar necaşiye müslümanların hazret-i isa hakkında çok garip şeyler söylediklerini anlattı hükümdar, yine Müslümanları yanına çağırttı
temsilci olan hazret-i cafer’e hazret-i isa hakkında ne düşünüyorsunuz hz. cafer biz hz. isa hakkında peygamberimiz (s.a.v.)’in bize Allah’tan getirip bildirdiğini söyleriz o, Allah’ın kulu, resulü ve Allah’ın gönderdiği bir ruhtur o, iffetli bir kız olan Meryem’e ilka edilmiş Allah’ın bir kelime’sidir Cenab-ı Hakkın kün emriyle babasız dünyaya gelmiştir meryem oğlu isa’nın hali ve şanı bundan ibaret
müslümanların hz. isa hakkındaki bu kanaatleri necaşi’yi oldukça sevindirdi eline bir çubuk aldı yere bir çizgi çizerek bizim ile sizin aranızda, bu hususta şu çizgi kadarcık bir fark var zaten biz de onu sizin söylediğinizden başka bir şekilde telakki etmiyoruz
elçiler necaşinin himayeden vazgeçmesini beklerken hayal kırıklığına uğradılar necaşi müslümanlara da, sizi ve yanından geldiğiniz zatı kutlarım o, Allah’ın resulüdür zaten biz onun vasıflarını kitabımız olan incil’de okumuştuk o peygamberi, meryem oğlu isa da insanlığa müjdelemişti Allah’a yemin olsun ki eğer o bu ülkemde bulunmuş olsaydı ayakkabılarını taşır, ayaklarını yıkardım
gidiniz ülkemin el sürülmemiş kısmında herşetden mahfuz, emniyet ve huzur içinde yaşayınız size kötülük eden helak olur bu sözlerini üç kere tekrarladı. ben sizden herhangi birinizi üzüp de, bir dağ kadar altına sahip olacağımı bilsem yine de buna teşebbüs etmem
necaşinin bu kesin ve kararlı sözlerinden sonra elçilere elbette gerisin geri mekke’ye dönmekten başka yapacak bir şey kalmamıştı necaşi kendilerine getirdikleri hediyelerini bile iade etti bu haberi duyan kureyş müşrikleri büyük bir sarsıntı geçirdiler korktukları başlarına gelmişti
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yeni filizler çıkarmak uğruna şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yeni filizler çıkarmak uğruna şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
hazret-i cafer ey hükümdar biz cahiliyyet üzere olan bir millet idik putlara tapardık akla gelebilecek her türlü kötülüğü işlerdik hısım ve akrabalarımızla ilgimizi keser komşularımıza kötülükte bulunur ,zayıfları ezerdik
bu hal üzere iken, Allah içimizden birini bize peygamber gönderdi nesebini, asaletini, doğruluk ve eminliğini iffet ve nezahetini bildiğimiz bir peygamber o, bizi Allah’ın varlık ve birliğine inanmaya O’na ibadete, Allah’tan başka tapına geldiğimiz putları ve taşları terk etmeye davet etti
doğru sözlü olmayı, emanetleri yerine getirmeyi akrabalık haklarını gözetmeyi komşularla güzel geçinmeyi günahlardan ve kan dökmekten sakınmayı bize emretti fuhuştan, yalandan, yetim malı yemekten namuslu kadınlara iftira etmekten bizi beri kıldı
biz de ona iman ettik davasını tasdik ettik onun Allah’tan getirip bildirdiği şeylere tabi olduk bu yüzden kavmimiz bize düşman kesildi, zulmetti bizi dinimizden vazgeçirmek Allah’a ibadetten alıkoyup, putlara taptırmak için türlü türlü işkencelere uğrattılar
biz de bütün bu sebeplerden dolayı yurdumuzu yuvamızı terk ederek ülkene geldik sana sığındık. seni başkalarına tercih ettik senin yanında zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ümit etmekteyiz
hazret-i cafer, selam verme meselesine gelince biz seni resulullahın selamı ile selamladık biz birbirimizi hep böyle selamlarız cennete gireceklerin selamlaşmalarının da bu şekilde olacağını peygamberimiz (s.a.v.)den öğrendik bu yüzden seni böyle selamladık secde etme hususuna gelince biz Allah’tan başkasına secde etmekten yine Allah’a sığınırız
hazret-i caferin sözleri necaşi’nin üzerinde derin tesir icra etti müşrikler ise, durdukları yerde sus pus kesildiler
necaşi, bir müddet düşündükten sonra yanında bu bahsettiklerinden bir şey var mı hazret-i cafer evet var. meryem suresinin baş taraflarını okudu
kaf ha ya ayn sad bu ayetler, kulu zekeriyz’ya Rabbinin rahmetini zikirdir hani o Rabbine gizlice niyaz etmişti ve demişti ki, ey Rabbim artık benim kemiklerim yıprandı başım ihtiyarlıkla tutuşup saçlarım aklandı Sana ettiğim dualarımda da ey Rabbim, ben hiç mahrum kalmadım.
sonraki ayetlerde, hazret-i meryem’in, isa’ya (a.s.) nasıl hamile kaldığı hazret-i isa’nın dünyaya nasıl geldiği bir mu’cize olarak beşikte nasıl konuştuğu Allah tarafından peygamber olarak gönderildiği anlatılıyordu
okunan ayetler, necaşi’nin ruh dünyasına gözlerinden yaşlar akıtacak kadar tesir etti hatta akan yaşlar sakalını bile ıslattı hazır bulunan rahipler de gözyaşlarını tutamadılar
Ben bu mısraları okudukça insanın kendini onun yerine koyması vazgeçilmez oluyor üstadım. Ya o kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi. Belki de buna sebeptir Peygamber Efendimiz'in kız çocuklarının olması o putperestlere bir ibretlik olması ve daha inandırıcı olması adınadır...
Tebrikler ihlasla devam eden yürek sesinize. Sonsuz saygılar...
"Bir hayalim vardı
Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah.
Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun.
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun.