Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. şiirler serisinin otuzuncusu
tüm bu tahriklere sabretti Allah’ın elçisi ki o’nun sabrı müjdeyi besleyen akışkan nehri oldu her daim çünkü kekre sabrın toprağında büyürdü sözcüklerin tohumları sessizliğin tüllendirdiği çatlaklardan sızardı söz’ün ince şavkı
hakaretler karşısında sustu aziz elçi sustu ki vahyin üzerine kendi sözünün gölgesi düşmesin sustu ki vahyin kaynağına dair kıl kadar şüphe düşmesin akıllara şüphe edenlere de şefkat ettiğindendi susuşu konuşanın kendisi değil kendi Rabbi olduğunu haliyle söylemek için bu çileli susuşa büründü
hakikatin hamilesi olmanın çekilesi sancısıydı biliyordu ki kendisi sustukça kendi yerine konuşan göklü söz’e meydan açılacaktı vahiy yağmuru karşısında elçi de herkes gibi yerliydi gözünü yukarılardan ayırmazdı ne ölçüde sessiz olursa toprak o ölçüde yağmura susayacaktı yağmurun tenezzülüne arz olmak içindi susadı... sustu… sessizliğe büründü
* bi’setin 5. senesi müşriklerin her gün biraz daha şiddetini arttıran eziyet, hakaret ve işkenceleri neticesi mekke, müslümanlar için yaşanmaz bir şehir hale gelmişti günden güne artan eza ve cefalar dini ibadetlerini gönül rahatlığı içinde yapma imkanı ellerinden alınmıştı
bu gaddarca, merhametsizce davranışlarından kolay kolay vazgeçmeye de niyetleri yoktu müşriklerin resul-i ekrem efendimiz müslümanlara bir gün siz yeryüzüne dağılın bari Allah Teala sizi yine bir araya getirir buyurdu
sahabiler ya resulallah, nereye gidelim?" diye sorunca eliyle habeşistan`ın bulunduğu tarafı işaret ederek siz habeş ülkesine gitseniz iyi olur habeş hükümdarının yanında hiç kimse zulme uğramaz orası doğruluk yurdudur umulur ki, Allah, sizi orada ferahlığa kavuşturur
resul-i kibriyanın bu müsaade ve tavsiyeleri üzerine ilk olarak 10`u erkek 5`i kadın on beş kişilik bir müslüman kafilesi dinlerini ve inançlarını korumak mukaddes gayesiyle yerlerini, yurtlarını, bağ ve bahçelerini anne ve babalarını akraba ve komşularını terk ederek yabancı bir diyara doğru gizlice yola koyuldular
kızıldeniz istikametinde habeşistan`a vardılar habeş necaşisi tarafından gayet müspet karşılandı islam’ın ilk hicret kafilesi
hz. osman, zevcesi hz. rukiyye`yi yanına alıp herkesten önce yola çıkmıştı bunu haber alan efendimiz şöyle buyurdu lut peygamberden sonra ailesini yanına alıp Allah yolunda hicret eden ilk insan, osman`dır
nebiyy-i ekrem efendimizin habeşistan`ı tercih edişi birkaç sebebe dayanıyordu her şeyden evvel orası mekkeliler tarafından gayet iyi bilinen bir yerdi zira, bu ülke ile eskiden beri ticari münasebetleri vardı
habeş necaşi`sinin adil hükümdar oluşu bu ülkenin tercih edilmesine ikinci bir sebepti adaletiyle şöhret bulmuş necaşi elbette bu mazlum zümreye haksızlık etmeyecekti
bir diğer sebep habeşistan halkının ehl-i kitaptı hristiyan dinine mensuptular bu nedenden dolayı şüphesiz müslümanlara karşı tavır ve davranışları müşriklerin ehl-i islama karşı hareket ve davranışlarından farklı olacaktı
nitekim, mekke`yi sessiz sedasız terk eden sahabiler habeş necaşi`si ve halkı tarafından gerçekten çok güzel karşılandılar buraya yerleştikten sonra ibadetlerini ifa dini inançlarını yaşama hususunda herhangi bir engel ve zorlukla karşılaşmadılar
bizzat hicret eden müslümanlar biz burada hayırlı bir komşuluk dinimize dokunulmazlık gördük incitilmedik hoşlanmadığımız bir söz de duymadık huzur içinde Rabbimize ibadet ettik …dediler
gerçekten resul-i ekrem efendimiz (a.s.m.) tarafından bir başka ülkenin değil de habeşistan`ın hicret ülkesi olarak seçilişi dikkat çekiciydi bir müşrik ve putperest ile bir müslümanın hiçbir zaman ruhen kaynaşması mümkün değildi bir müslüman ile bir hristiyanın hiç olmazsa inanç noktasında bazı müşterekleri bulunduğundan anlaşmaları mümkündü
nitekim habeşistan halkının müslümanlara karşı nazik tavrı dini vazifelerini yerine getirmede gayet müsamahalı davranmaları bu gerçeği doğrular
bütün bunlarla birlikte bu hicret hadisesi çok daha mühim bazı müsbet neticelerin doğmasına sebep oldu bu sayede islamiyet etraftan da duyuldu
hicret hadisesinin arkasında bu yüksek gayenin bulunuşundan dolayıdır ki müşrikler göç eden bu bir avuç müslümanın habeşistan`a sığınmalarından endişe duydular telaşa kapıldılar bu uzak diyarda dahi onları rahat bırakmak istemediler
habeşistan’a hicret eden ilk müslüman kafilesi ülkenin hükümdarı tarafından iyi karşılanmış dini ibadetlerini serbestçe ve gönül huzuru içinde ifa edebilme imkanına kavuşmuşlardı
bu durumu haber alan kainatın efendisi resul-i ekrem efendimiz mekke’de kalan müslümanlara da hicret etmelerini tavsiye buyurdu habeşistan’a
bi’setin 7. senesi resul-i ekremin amcası ebu talib’in oğlu hazret-i cafer’in başkanlığında habeş ülkesine doğru yola çıkan ikinci kafile önceki kafileden daha kalabalıktı 10’u kadın 92 kişilik bu topluluk sağ salim sırf dinlerini emniyet altına almak ibadetlerini huzur-u kalb ile ifa edebilmek gayesiyle mekke’den ayrılıp vardılar habeş ülkesine
müslümanlar göç ederken peygamber efendimiz her şeye rağmen mekke’den ayrılmadı müşriklerin eziyet ve işkencelerine göğüs germeye devam etti Cenab-ı Hakk’ın hıfz ve inayetiyle sürdürdü kudsi ve ulvi hizmetini
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
sessizliğe büründü şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
sessizliğe büründü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
müslümanlar göç ederken peygamber efendimiz her şeye rağmen mekke’den ayrılmadı müşriklerin eziyet ve işkencelerine göğüs germeye devam etti Cenab-ı Hakk’ın hıfz ve inayetiyle sürdürdü kudsi ve ulvi hizmetini
Her şeyde olduğu gibi ödünsüz hiç bir şey kolay kazanılmıyor üstadım... İşte Peygamb Efendimizin verdiği bu amansız mücadeleleri sonucudur bugün gelinen durum yoksa sinip kaçsaydı bu müslümanlık hala ayakta kalır mıydı... Peygamber efendimizden Allah razı olsun. Ruhu şad olsun.. Sizin de ihlaslı yürek sesinize gönül dolusu tebrikler.Teşekkürler... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
peygamber efendimiz her şeye rağmen
mekke’den ayrılmadı
müşriklerin eziyet ve işkencelerine
göğüs germeye devam etti
Cenab-ı Hakk’ın hıfz ve inayetiyle
sürdürdü kudsi ve ulvi hizmetini
Her şeyde olduğu gibi ödünsüz hiç bir şey kolay kazanılmıyor üstadım...
İşte Peygamb Efendimizin verdiği bu amansız mücadeleleri sonucudur bugün gelinen durum yoksa sinip kaçsaydı bu müslümanlık hala ayakta kalır mıydı...
Peygamber efendimizden Allah razı olsun. Ruhu şad olsun..
Sizin de ihlaslı yürek sesinize gönül dolusu tebrikler.Teşekkürler...
Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...