Canpozunu vermiş hayat yeni fotoğraf çektiriyor biz yoğuz bu karede şu dilini çıkaran çocukta bile çoktan satın alınmış gülüşlerimiz emeğimiz düşümüz dar bir kovuktan bakıyoruz kendimize bir elimizi tutmaya çalışıyoruz diğeriyle bir ayağımızı ötekinin önüne koyuyoruz olmuyor çiğnediğimiz toprağın gönlü kırgın, üstünü kapattığımız taştan çok bize unuttunuz diyor canlı olduğunuzu can özleniyor bir kır papatyasında şu açmaya hazırlanan diken çiçeğinde izi olsun gelişinin küre dönerken bizde dönüyoruz herkes belirliyor yerini kimi umarsız, tepe takla gidişlerinin kimi canı burnunda kaçıyor kafesten cehennem olmazdı, herkes karşısındakini görseydi istenmiyor konulsun, söz üstüne söz tek kişiye nasıl dönsün değirmen!.. 08. 06. 2015 / Nazik Gülenay |