Özlemsevdiğim eylül de gidiyor hüzünlerini tutuşturup elime bir sürü kuru, sarı yaprak ve sevgisini bırakıp yine dökülen yapraklarda kumral yüzün hafifçe eğiliyor zamana alıyor Tanrı selamını bize bahşedilen güzün ne güzel bir Eylül’dü bu ama senden uzakta yalnız yürüyüşler verdi bir tüy gibi eve girip çıkmalar duymadım adımının sesini merdivende gittikçe arası uzayan basamakların çoğaldıkça sayısı eylül’lerin ne kadar yaprak dökülmüşse yıllardan o kadar uzaklaştık birbirimizden artan basamaklar kadar hep birileri vardı aramızda bir türlü birlikte uçuşamıyor yapraklarımız bir dikenli çam giriyor ille araya iki çınar tam bakışırken düşüyor bakışlarımızın yaprağı öyle biçimli, öyle güzel şarkımızı söylüyor minik serçeler sekerken düşlerimizin üstünde heey eylül! gelecek seneye yine buyur gel! ne olur onun gülümseyen bakışını getir hiç bir rüzgâr alıp götüremesin özlemimizdeki umudu sen yine es, yan, savur aynı kalalım biz.. 30. 09. 2014 |
Saygı ve selamlar.