NEDENLERİN ŞARKISI
Yazarken korkmasaydı kalemler,
Kelimelerin sırrını. Beyaz sayfalar gönlü geniş sevgili olup, Dinleseydi eğer yarım bıraktıklarımı. Mektuplar girebilseydi zarflara, Sarsaydı hem ahımı hem yaralarımı... Susmaz konuşurdu dili lâl olmuş hislerim, Saçlarımda yanan anılarımı... Kalemlerin mavi mürekkebi, Karışmaktan vazgeçseydi gözyaşlarıma. Sormasaydı ardımda bıraktığım üç noktalar, İsmine karışan mavilikleri. Adımlarımı tutmasaydı çırpınan kanatlar, Titremezdi ellerimin gölgesi! İnan hapsederdim, Beyaz etekli sayfalara, Ufka yayılan sesini! Herkes sussaydı, sormasaydı kimse. Ayaklarıma bağlı prangaları. Bilmeseydi ruhumun odaları, Yıkılmış evlerin tozlu duvarlarını. Hatırlamasaydı gözlerimde biriken kalabalık deniz, Uçmaktan vazgeçen kırlangıç kanatlarını... İşte o zaman, Bulurdum mavi bir gökyüzü, Yazardım isimlerimizi uçurtmalara, Karışsın isterdim harflere, rüzgarın sesi... Adını veren ben olmasaydım, Yarınların öksüz bıraktığı bugünlere. Silebilseydim tarihlerden, Ayların yıllara bıraktığı hüznünü... Akıtabilseydim gökkuşağının renklerini, Solan bütün çiçeklerime. Vazgeçerdim, Seni bulduğum şiirlere küsmekten... Seni bulamadığım şehirlere ise esir düşmekten... Toplayabilseydim güneşin gözyaşlarını, Göğün temiz sularında. Dokunabilseydim gecenin sevdalarına, Gündüzün kucağında. Bırakabilseydim avucumda biriken gül yapraklarını, Baktığın her bir sokağın ucuna... Koşar bulurdum bir kalem, Uğurlardım yine seni, hoş kalanların ülkesine, Bir güvercin kanadında... ZEYNEP SENA DOĞANTEKİN |