ÇULSUZ NADİR
Şiirlerimiz
Cennet kokularında Bir gül rengarenk Veya Bir diken Lakin Asla makina değil Yok kullanma kılavuzu Yok karasında kaygılı karğası Ağrı kesermi bilmem Amma Şiirler ilac’ı şifadır bilseniz Durmaz yerinde Belki sızlatır en derininde Belki ağlatır Gülümsetir belki Muadili çoktur Bir bilseniz Belki yıldızlar kadar Şiirlerimiz Dokunsanız yüreğinizde Bir güneştir Bir aydır Bir zühredir Bir tahir Ama Asla kahır değil Ben çulsuz nadir Prospektüssüz Tatsızım Tuzsuzum Miadsızım Süzmeden Koklamadan Korkmadan çalın yüreğinize Sormayın Ne diyor Bu henğamda şair Eldekinden olamam Pirinc’i dimyat Mısır ununa bulanmış Rengarenk Kıpti bir tuzak Piramidlerde Ayıklamam bulğurun taşını Çıkmaz labirentlerde Eşelemem toprağını Ağızda Diş benim İlk kaşıkta Kırarım otuz ikisini de Zâti Ben Şairde değilim Sanane Hepsini kendime söylerim Kendimle konuşuyorum Kimene Muhakkak Değilim bir veli Aranızda dolaşan Belki ihtimali yüksek Önlüksüz Olası bir deli Ustası söylüyor Vallahi Bir hiç’i bilmezim Billahi Ben kendimi bir bilmezim Ben onu bilir Şunu söylerim Ben bilirim yazar çizer Bir silinmezim Yanarım ateşler içinde Dinmez alevlerde Bir hâr’ı sönmezim Tallahi Bir suret’i acizim Ama şair değil Bilmeyen yürek işimizi Bitmez sızılarda Şu içimizi Ne desin Ne yapsın Bu naçar Nâr’ı Çırak Ça cismimizi |