Duruyorduk-2-sevdamız gibi yürekli ölüme karşın dimdik tomurcuklar durmadan açıyordu nisan’da büyütmeye çalışıyorduk çocuklarımızı küçülmeye başlıyordu düşlerimiz kırışıyordu alnımız göz altlarımıza yerleşiyordu halkalı izler duruyorduk alt alta, üst üste sağda solda yukarıda aşağıda herkesin doğrusu yine en düz kimimiz şehit kiminin ölüsü süpürgelik kan oturuyordu ağlamaktan gözlerimize altta üstte aşağıda kim yığıyordu yükselen yoz tepeleri bu kof yağmurları kim yağdırıyordu gitmiyordu ülkemden ölüm davulları çalıyordu güm güm güm duyuyorduk uzaktan sağda solda değişiyordu annelerin ninnileri uyumasın yavrum uyumasın sağda solda büyüyordu korku adım atmaktan çabuk yere inip bakıyordu gök kuşları çalımlı adımlarla yaratmışlar sanki dünyayı siyah kuyruklu taksileri söndürüyordu söylenecek sözlerin yıldızını çekip gidiyorlardı döküm döşek ortalık içi kurumlu siyah adamlar eziyordu dağ çiçeklerini çiçekler güneşe açık göğün mavisine yağmura dağ katlanamaz silah seslerine acı noktalı ölüme bir gün katlar kendini içini gösterir giremez öyle kurumla, kurumlu adamlar ezemezler çiğnek kadımalakları dağlar geçer birbirine valla dağlar canlıdır çiğdemine sahip ekinler durmaz sallanır her şey yeniler kendini duruyorduk kimse bilmiyordu haritada yerimizi.. 05. 05. 1987 / Nazik Gülünay |