I.
beni binlercesinin arasından
bir çırpıda çekip. çırılçıplak etine bastıran
fotograftın sen
anlamı değil. anlam taşıyan anları arayan
ama evvel
zaman. biliyorsun
sevgilim
kalbur saman içinde değildir artık
sanıların aksine. sayende
aksi kendinden daha büyük
bir gerçek yerleşmiştir
açılıp saçılmaya alışık yerlerimize
bu artık leylaklardan vazgeçip. kayda
yorgun ve gebe geçtiğimizin resmidir
kinbilir. gizlendiği kayadan
kafasını kaldırınca akvaryuma çarpan
süsbalığı. denizde doğmadığını
anlar bir
zaman. anımsarsan
o gün o günindi düşük yapmıştı
ve uzun süren bir gelecekte
hemen bitmiş bir gelecekte. ellerin
dudakların ve gözlerin antifaşistti
yolu şarkışlaya düşmüş deniz gibi
II.
uykusuna doymamış kanlı gözleriyle
gözleri makinelerde işçiler
şehrin şalterlerine dikilmekteydiler
bir fahişeyi şair yapan şiir
bir şiiri fahişe yapan şairden gebeydi. ve
mavi fotografın ıskalanmış en ince yerindeydi
derisi yüzülmüş pembecik bir heves
ve hesaplar arasında
ben nasıl sustuysam ansızın
ama ağrını sülfür solur gibi nasıl
içime çektiysem artık. içimde
babasından çok üzülmüş bir
çocuk annesini aramaya başladı. kalp krizi gibi
gelip. kanser gibi
sürüm sürüm süründüren
kadınlarda
oysa çok sonra. bir sonra için çok yorulmaktansa
bugünden öldü dedin
derdin başın bunlardı önceleyin
III.
bildiğim. o
gece atlasın bu köşesinde
kolları
aşktan ve tenden. kangren
bir yengeç yuttu beni. akdenizde
deniz o
zaman kumdan. uçurumdan
ve kaleye karşı ağzı şaraplı bir tapınaktan ibaretti
ben o
zaman isimsiz bir ay idimki
yengeç bana. kendini hatırlat dedi
şarlatanlar ve şairler
şehirler ve kartpostallar gibidir. dedim
birine bakıp gelinirse
öbüründen uzaklara gidilir
sezgi. küçük notlar tutuyordu
ay tutulmasında bir yüzü anımsamak
gönlü göç yollarında bir kuzeye
yosunlardan önce yakalanmak için
IV.
aklına her geldiğinde kız kaçıran
patlatıp.
dünyayı korkutan
ve
gülümseyince patlak bir öfkenin
imlasını bozan.
çocuktum ben oysa
bunu çoğumuz bilmiyor. sen bilmiyorsun
senin de adın yok. bu yüzden
rayları kesen kararlı bir uzaklık var
yüzümde. devrilmeye hazır bulanık bir yüz
etime değince dalgalar doğuran
o defneli durgun göle gitmek istiyorum
oysa sabah vapurları sulara
sular buz kesmiş hoşçakallara
ne çok alışkın. anlayınca
ben seni bir ateş böceği sandığımda
kalbinden tutuşturup
bir yangına götürecek sanmıştım
bu yüzden koripek şalda o sandığı
günlerce sırtımda taşımıştım
V.
gelsen. kıytırık boynuzuna altın bukleler asıp
boğazından boklu sular geçiren
çatlak kalçaları varisli
bu haris şehirden kaç benimle. kendine
ve mazgallardan geçen incecik direncinle. sor
taflanlı balkonları kirlenmiş apartıman kızları
harap konaklarda kan revan. sardunyayı
niye anlamaz oldu. kurak kavramları
göğsünün çarklarında
çakmak taşlarıyla bileyleyen hergeleler
gittikleri yerlerden niye gelmez oldu
koşarkanat geçilen
gecelerde. mezarlıklar
tekinsiz. geçmişler niye geçilmez oldu
ve ambarları ağzına kadar ihanet dolu
katarların başına dar geçitlerde. kaypakkayalar
nasıl düşemez oldu. düşle…
28122bin11/2072bin12İst.