Sana bir pencere açarım
zekamı geliştiren bir masa buldum
yola yakındı markete biraz yakın arabalar arabaydı tamamladım hepsini aklım resimmiş nasılsın demeden cevap vermiyor henüz la france’ı bilmiyor fransız devlet kanalı yaşamımda yok fin hamamı roma’nın ayıp duvarları da pompeii’ye az bakarım facia doğadansa göz göze gelmemek lazım sezar tamam akıllı adamdı ama sonu nedeniyle yeterince güvensizlik yaşıyorum biri güvende olmalı biri harakiri bilmeli yapacağından değil intihar farkımız demiştim bize uymazmış günah saatler merak etme rolex ile karşılaşmadım ya da kimseye kol saatinin zembereğinden bakmadım benim aklım öyle şeyler söylemez mezarda dua eder haberlerin açıları vardır nerede olmadığıma emin olmalıyım kadınlar kayıp millet bir sedyede insan pek kıvrak değil fark ettim de yenilmiyor zaten bilgili demir kemik bugünlerde seçici röntgene mukavemet gösteriyor röntgen askerlik anısına benziyor evren askerlik anısı gibi düzenli hiç düşünmeden hepimize kurşun panel gerek ağaçlar yukarıdan bakınca dünyanın istenmeyen tüylerine benziyor şaka yapacağım tuttu ısırmaz hergele emin ol yok aklım karışık meselem bu birinin birine çelme takması devam eden bir çocukluk anısı kelimeler ısrarcı halbuki kurullar kararları hiçbir bilinçaltında görüşmez kuru kupkuru ve anadan dogmadır kim ılgıt ılgıt eser gönüllere? şarkılar düşüne göre tercih duş yazsam noktaların hesabını sanal klavye mi verecek? et rengidir bilmek oysa görünür ve kansız olmalıydı tart bakalım oradan delikanlı ayın soğukluğunu tanısan gelgitlerine rağmen seversin onu ay bir koridora paralel büyür o koridorun hastanesinde ne çok gelgit doğdu ekmek gibi insan da bölünür kırıntılar olarak kalır sonra yeniden karılır hamuru frenkeştayn daha başka ilim vergi mükellefi damarıma muhtelif kesiler atan devletime duacıyım geçen gün bizim rende yokuş asağı frene basıyordu bir daha havuca acımayacakmış haklısın diyorum acıma nasılsa tüm demirlerin yakınısın neyseki gözlüğüm ters gösteriyor geleceğin dudak bükmesini sokakların köşesinde kesin göverecek ağaç nasıl oturacak şiire bilmiyorum teskin edici sesler ve görüntüler lazım bir gong sesi tavuklu çalar saat pazen pijama kucak dolusu nebula kaybım var youtu.be/qkuBUWykrIU |
"geçen gün bizim rende
yokuş asağı frene basıyordu
bir daha havuca acımayacakmış
haklısın diyorum
acıma"
ya sen nasıl bi şeysin! yani gerçekten çok az kişinin aklına gelir böyle şeyler...ki bu sadece şiirden arakladığım küçük bi bölüm...
harikasın👏👏