Yerli yerinde hatıralar fısıldayıp geçen yıllar kuruntu uykusu eski yüzünde kalan dudağı bükük küskün bir çocuktu zaman ne çabukta ördü ağlarını her duygusu iplik iplik…
Unutuldular; eşyalarda kaldı yıllar gaz lambası gölgesini eskitti önce ışıklarını sakladı oysa sayısız karanlığı kucaklarken tüketti fitilini unutma odasında uyudular yansıyan ne varsa üşüdü yanan rüyalardı eksilen gazı isli camlarına sarılıp geçmişle sevişti tenhalarında nefesler de sustu, anılar da telaşlı günler çekildi perdeye bir bir şen kahkahalar, hüzünler insandan yana ne varsa sigara dumanıydı sanki sinen özlemler boncuklarına dizildi eski eksik düşler az bir ışıktı onları güne çıkaran nefesi kesik karanlık odada gümüş sürahi susuz bir yaz kulpunda kalan el izleri ıssızlık bırakmıştı ardında ahşap kokusuna yenik düşen rutubetle ıslanıyordu gümüş teni…
ağlarda epriyen huzmelerine örümcek geçmişin izlerini gizledi ilmek ilmek ördü tozlanmış umutları ne çok dolandı ayakları maziye şeffaf bir iple işledi geçmişin kapısını hazla sökülen, dökülen anılara inat…
bir akşam güneşi çağırdı hatıralar gaz lambası yanmaya soyunurken sürahi gözyaşlarını sevinçle doldurdu silkeledi perdeler tozlarını gülümseyerek örümcek sessizce terk etti odayı…
sabahlar güneş taşıdı ışıklı avuçlarıyla ısındı can geldi anılara bir bir dillendi fotoğraf kırık bir şiirde çünkü; yaşam anlardan doğardı…
...odanın kapısı açıldı!
Neslihan YAZICILAR
Fotoğraf Sanatçısı Fulya FERCAN
Sevgili Fulya Fercan’a dizelerim hediyemdir... Böylesi mükemmel bir kare için teşekkürler dostum. Her daim sevgimle ve dostum kal...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
zamanın g/ördükleri… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
zamanın g/ördükleri… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
nefesler de sustu, anılar da telaşlı günler çekildi perdeye bir bir şen kahkahalar, hüzünler insandan yana ne varsa sigara dumanıydı sanki sinen özlemler boncuklarına dizildi eski eksik düşler az bir ışıktı onları güne çıkaran nefesi kesik karanlık odada gümüş sürahi susuz bir yaz kulpunda kalan el izleri ıssızlık bırakmıştı ardında ahşap kokusuna yenik düşen rutubetle ıslanıyordu gümüş teni…
sabahlar güneş taşıdı ışıklı avuçlarıyla ısındı can geldi anılara bir bir dillendi fotoğraf kırık bir şiirde çünkü; yaşam anlardan doğardı…
Tek bir dizeniz bile tüm şiirin bir bütün olarak anlatılmasına yetmiş. "Yaşamın aması" Bu gmrüşü her defasında tartışmışızıdr gerek dostlarım ve gerekse bilimsel anlamda ve her defasında da aynı sonuca varmışızdır. "Geçmişi olmayanın geleceği olmaz" diye.
Soran ve sorgulayan dizleriniz için çok teşekkür ediyorum. Gerçek anlamda şiir gibi şiir okudum. Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
bir akşam güneşi çağırdı hatıralar gaz lambası yanmaya soyunurken sürahi gözyaşlarını sevinçle doldurdu silkeledi perdeler tozlarını gülümseyerek örümcek sessizce terk etti odayı…
sabahlar güneş taşıdı ışıklı avuçlarıyla ısındı can geldi anılara bir bir dillendi fotoğraf kırık bir şiirde çünkü; yaşam anlardan doğardı…
Güzel şiirinizi okudum,ciddi bir emek ürünü,yalnız gazlambasına takılıp kaldım.Benim hayatımda gazlambası çok önemli.Gerdek gecesi olur mu? Zehirleniyordum.Devrilmiş bir yana fitil kızararak tüketmiş bütün gazı,neden uyandığımı hala bilmiyorum.Nefes alamadığımı hissettim,hanımı uyandırdım,o bendende fenaydı..Serde ziraatçılık varya hemen birer tas yoğurt yemek iyi gelir dedik,pencereleri aştık.Bir yıl sonra evlensek böyle olmayacaktı,elektirikler gelmiş olacaktı.Çok kötü bir anı nerde gazlambasına rastlasam aklıma o anı ve teneke üzerinde CAMEL yazan deve gelir aklıma.Köylüler sırtlarına alır buz tutmuş bıyıklarıyla taşırdılar kilometrelerce.Gaz,o yıllar medeniyet demekti.Çok yoksullar fiske (İdare lambası) yakardı,orta direk,gazlambası ve gemici feneri,ağa takımı diyebileceğimiz bir iki hane lüküs lambası yakardı.O günlerde medeniyetti bunlar...Nelerde hatırladım.Yürekten kutladım efendim.Selam,saygı...
Offf!... Offf da of!... Çocukluğuma gittim. Anamın; 'karanlık çöküyor temizleyeyim şu fanusu..' dediği akşam üstlerine... Delikanlılığıma gittim; 'öyle fanus siler ki hiç is tutmaz..."denen gece sohbetlerine.. Zenginlğime gittim; "Kesin onlarda vardır..."denerek gaz tenekelerni stoklayan Muhtar Emimin, her gün birilerine anahtarını bedelsiz verdiğim ambar soygunlarına.. Bakkala gittim, "Hacı bir fitil ver ..." diye...
Nesli; Bu nasıl şiirdi böyle... Tüm karanlık geçmişimle gezindirdin beni bir anda... Sağolasın. Şimdi ders çalışıyorum, adam boyu kar var kapıda. Diz çökmüşüm, ak yakalı kara önlüğmle sabahı düşünüyorum. Korkma!.. Islanmaz defterlerim naylonla kaplamışım. Doldurur çantama her sabah üstünde kayarım... Kar tutmaz benim ayaklarım, yürürüm işte... Bilirsin kara lastik üstünde tabanlarım. Nasılda aydınlattın geçmiş/geleceğimi bir gaz lambası ışığında....
Saygılarımla yüreğine sağlık...
umutadam tarafından 8/26/2008 3:16:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
telaşlı günler çekildi perdeye bir bir
şen kahkahalar, hüzünler
insandan yana ne varsa
sigara dumanıydı sanki sinen özlemler
boncuklarına dizildi eski eksik düşler
az bir ışıktı onları güne çıkaran
nefesi kesik karanlık odada
gümüş sürahi susuz bir yaz
kulpunda kalan el izleri
ıssızlık bırakmıştı ardında
ahşap kokusuna yenik düşen rutubetle
ıslanıyordu gümüş teni…
GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM BAŞARILARINIZIN DEVAMI