Ben Öyle Sanıyorum
Karanlığı severim
çatılardaki akşamın tüm ışıklarını söndürdüm bir zamandan bir zamana düş ürettim yalnızlığın içinde aslında değil de ben öyle sanıyorum. Kendime yeni dehlizler buluyorum ve bu dehlizlerin sessizliği üzerime yıkılıyor gövdesi boşalmış ağaçlara sığınıyorum aslında değil de ben öyle sanıyorum. Bir çınar gölgesinden ayrıldım uzun uzun yağmurlardan geçtim göç yolları kapandı benim için aslında değil de ben öyle sanıyorum. Gece kabından taşmak üzere unutulmuşluğun ihtişamıyla ölüm karası bir dikenin boyun eğişi eşliğinde dolaşır bahçelerde kaybolmuş kokusu çiçeklerin içimde iki büklüm acı yanağını erguvana dayamış uykuda başı aslında değil de ben öyle sanıyorum. Suskunluk taş olur yalnızlık kokan köşesinde su titreşir mavinin kuytusunda yeşilin koyusunda yankılanır batan ikindi aslında değil de ben öyle sanıyorum. Damla damla okşar acıları kara çiy taneleri gözyaşının magmasında korlanır ninniler sökemediğim gezgin ağrılar taşır başım aslında değil de ben öyle sanıyorum. Dündü deyip geçemiyorum ömrümün cepleri keşkelerle dolu kimsesiz sonbahara talim ediyorum aslında değil de ben öyle sanıyorum. Mevsimlerin ayrı ayrı sesleri olurmuş bir anlaşılmazı taşırmışız içimizde ve içten içe kanarken hüzünle elden gidermiş vakit aslında değil de ben öyle sanıyorum. Kendimin kuyusundan çıktım sözleri merdiven yaparak eksiksiz koydum mezarımın üstüne taşları şah damarımda saklanan sesle uyandım tanıdık hem de tertemiz esintilerle ürpererek. |