bin bir gece masalım...
yoksul ellerimde paslı kelepçeler
boyun eğdiğim kaderim... ...bahar kokusundan kış ayazına, Şehrazat! şehr-i azat bin bir gece masalım benim... ...yalnız kalmış oyunlarım, güz hüznü düşmüş oyuncaklarımda aklım, büyüyen tek şey gözlerim inan Şehrazat! şehr-i azat bin bir gece masalım... Nostaljik tramvayda banliyo çocuğu gibi kimse sevmez ikindide yanan mumu... mum yakan ellerin, beni yakan ellerin... ellerin masaldır senin Şehrazat! şehr-i azat! kaybettiğim onca oyundan sonra, bu öksüz şehrin meydanlarında ben bir başına, hayatın mızık/acı/sı... gözlerime değen bin bir gece masalım!... ...kış ateşi memnu meyve ah gözlerin... aslında en karışık oyundur saklambaç ben sesli sesli sayarken duvar kenarında kaçmaları düşlerim uçurtmalarla... anla, şirazeden çıkmış zihnim... ...kırlangıçlar ve turnalardan önce, insanlar küfrederken arabalara ve kimsecikler duymamışken adını, bu donuk şehrin esir kadını ağlarken masalsız çocukla sokakta ver elini... ellerin Şehrazat, ellerin masaldır senin ağustos güneşi yakmış gece dokunmuş... çok şey değil istediğim Şehrazat... şehr-i azat... bin bir gece masalım benim... |
Efendim sayfama yapmış olduğunuz ziyaretiniz bena şeref verir
bütün şiirlerinizin kurdelalı olması yerinde bir karar hepsi güzel herkesin
anlayacağı dilde yazılmış çok güzel şiirler.Kaleminiz daim olsun.Allaha Emanet olun...