masalönce karalar vardı ve yaslar kadınlar çölleri yakardı her gece ve yağmura lanet ederdi eşek kulaklı adamlar gök ellerini açsın! yer yarılsın ve toprak çarpsın yüzüne adres bilmeyen güvercinlerin sesini gök yarılsın şimdi... şah damarı ve inşirah sayıklamalıyım sonra çölleri ve yağmurlar işlemeliyim ilmek ilmek söküp de isyanlar... k/özünde seni kaybetmeliyim sıyrılırken sesimden haykırışların denizler dalgalara diz çökmeli gökyüzü kavrulmalı ebemkuşağı çözülmeli ve anılar delice bir katl gibi boğuk ve acı ağrılar k/özümde kaybolmalı! süzülmeli! Şah damarı ve inşirah kaybedilen alem yeniden kurulmalı... atlar baş kaldırırken kırbaçlara gemler sahip tanımazken rüzgar saçlarını savurmalı ovaya... ah... esen sert rüzgar... ney sesi... senin sesin... susuşlar otağında reddedilmiş evlattır muhabbetin.... bin bir geceden kırk ikindi çıkarmalı koynuna almalı onu bir serçe o serçeyi bir çocuk ağlatmalı! kırık ikindilerden derme çatma uçurtmalarım bilirim doğuncaya dek uçurtmalar yapmalı çocuklar, gözleri göğe bakan uykulu rüyalar kırk ikindiden bin ah doğar... /Üsküdar_19.9.8/ |
bu kalemi seviyorum...
ustalığıyla şiir okutuyor...
müthişti...vurucu...