27
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1344
Okunma

oysa gittiğim yollar boyunca sevdim o kadını ben
ve çek’ip yittiğim yıllar boyunca nefesimle bir!
o’ysa o koy’un yeli kadar başına buyruk bellemiş
benim sarışın bir göğüs ucu için heder olmuş çıban başlı ağzımı
yaşımı bilememiş
çok yaşlı yanaklarımı silememiş vahh!
dostluğun elleri kırılır mı?
kalbi eyvallah...
iki çocuğu birbiriyle çarpsa
kaç kadın ederdi nefise’ye bi deyin desin bana
demediklerini bir desin gayrı.
ölmesin öldürmesin yana yana
ayrımız gayrımız mı olduydu şu bok çukuru dünyada ha?
gözüme baktığı an özümü sezdiği günler
özüne yandığım an gözünü süzdüğüm dünler
zaman işte zaman ahh...
zaman dost mudur düşman mı şimdi anladı
anladım
anladık
anladılar
ve yandık
san’dığımız her hissin harıyla pâre pâre
ki sandığımızda iki ölü annenin çeyizi saklıdır bizim
kasabalı kadınların diliyle verilmiş iki ahretlik hüzün sözü
yüz’ü deyin nefise’ye!
yüzünü aynada tanıyamıyormuş deyin
bakınca onun bal kavanozuna düşmüş gözleriyle
ve mezara bırakılacak iki sarı gül için erken deyin;
ben onu gittiğim yollar boyunca
çek’ip yittiğim yıllar boyunca severken hâlâ...
söyleyin gelsin
güz yaklaştı
ve yaklaşan her güz...
çok sarışın
çok gürz bir ölümdür bizim gibiler için.
unutmuş mu?
JD