Kemik AğacıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ve bazen sadece çürür insan...
Nihayet düştü çürüyen bir yanım daha Tövbelerle yıkanmış birkaç duayla onu Tanrı’nın yanına uğurladım Hislerinden kurtulması özgürlük getiriyor aslında insana Baksana Lime lime dökülürken bile acımıyorum Eskisi gibi değilim artık Kaybettiğim her parçamla Değiştim Yenilendim Yenileniyorum Pırıltılı renkler yok artık hayatımda Fırtınalar öyle huzurlu geliyor ki Sakin limanları bile düşlemiyorum Batıp çıkarken başım suyun üzerinde Anlamazsın belki O bir saliselik zamanda gördüğüm o gökyüzünün değerini daha iyi anlıyorum Hem Korkma boğulurum diye Öyle derin bir nefes çektim ki içime Sana ızdırap gelen bu durum Hayata dair kazanılan başka bir tecrübe aslında Kabul Bir kazazede gibiyim Gidemem sanıyorsun bu halimle Gidememem sadece gitmeme isteğimdendir bilesin Sen bakma kemikleri dışarı fırlamış bacaklarıma Canım yanmaz Çünkü Hissim yok artık benim Anlayacağın Yürümek istersem eğer yürür giderim Ama Dediğim gibi ihtiyacım yok gitmelere Bu yüzden böyle boylu boyunca gidenleri izliyorum Hem korkma Acıyacak diye dışarı fırlamış kemiklerim Çünkü Ben onlara dileklerle donatılmış büyülü çaputlar bağlayıp Tanrı’nın yanına yollayacağım Şimdi bir dilek tut ve üfle onu elindeki çaputa Sonra bağla o çaputu senin için ayırdığım kemiğin ucuna Nihayet düşünce çürüyen o yanım da boşluğa Gülümse Senin adınla selam söyleyecek Tanrı’ya y... |
Zirveden düşerken uçurama
gördüğümüz
zirvedir diyor şair kendi dünyasında kurduğu salıncakta bir yükselirken göğe bir dönerken geriye
Tebriklerimle nesildaşım