Çocuktuksen yoksun, yoktun seni ben kardım özgün toprağımla geçirdim içimin kolyesine büyük kanatlı bir kapıdan çirkli yoldan geçirdim ’o zaman ineklerin damı arkada değildi’ sen deyince aklım karıştı öğrenci yürüyüşünle yürüdün hiç başını çevirmeden, dimdik ’ ne güzel bayramlar yapılırdı eskiden sen izci kıyafetin, ben çiçekli bahar elbisem şiir okurduk’ nerden geldi o günler aklıma bütün ölüler hortladı sanki eski günlere dalınca yolun düşseydi bahçemize belki seni de bindirirdim elma ağacına kurduğumuz salıncağa sen de yüksek dallara tırmanmayı sever miydin çıkardın belki kiraz ağacına çayı göremezdin ama ötedeki bahçede türkücü komşumuzu görürdün armut ağacının üstünde sevdalı türküler söylerdi böyle beton evler yoktu o zaman numunelik bir kaç evden başka toprak bir evde otururdunuz samanlıkta kavunlar vardı ilerde çok geçeceğim bir yoldu önündeki asvalt yol bisiklet sürerdin orda hiç arkasına binmedim o zaman da beni sever miydin sahi beraber ders çalışırken kavun yerken hep böyle geçecek sanırdım zaman bir aile gibi seninle olmadı işte insan değişiyor büyüyünce sen vardın yoktun yine aklım karıştı.. 17. 12. 2021 / Nazik Gülünay |
selam ve sevgilerimle