YOL
Ömrüm
Çıkmaz sokakların derinliğinde Sefil Melodramlarına çağıran Hayatın yere batan yol kavşağında Yüzüm düşmüş,savrulmuş Sapsarı bir sonbahar akşamına Dökülmüş kuru yapraklarında Gözlerim Takılı kalmış, Sarı ışıklarda Çivilenmişim bahtımın girdabına Mat renkli Ruhsuz bir ceset gibi Bekler dururum hep dik yokuşta Gözlerim sarı ışıklarda Ne yeşil yanar gülüp geçeyim Ne de kırmızı yanar düşüp öleyim Yakar sarı sarı alevlerde Ya yüreğim Ya Şu ihtiyar cesette sıkışmış Beni parçalayan Yüreğimin duvarlarını yumruklayan Çizip çizip ,Her çizikte Gün sayan Hücre hapsindeki Afacan çocuğa Şimdi ben Ne diyeyim Bulut bulut nemli gözleri Elinden şekeri alınmış gibi Her dem ağıttır sözleri Kendim kocadım o büyümedi Derdi kederi geçtim de Bi onu Büyütemedim Şimdi ben neyleyim Elmalı şeker gibi Ellerine güneşi mi vereyim Avare bir anıt gibiyim Arafta Yolunu kaybetmişlerin çarptığı Ortadayım Bir kanıt gibi tek başıma Budalı ellerim ayaklarım Lâl avazlı Bir totem gibi . Ruhum kanat vursa yeşile Cesedim yanar kırmızıya Sarı alevlerin ellerinde Yandı kül oldu kanatlarım Bekleriz hep beraber sarıda Elimde,Yüzümde,gözlerimde İçimde, dışımda Aah ulan ah Kesilmiş cezam her tarafda Avare dolanmak bu cesetle Ne etsek,Mahkemeye versem Bitmez bu dava kıyamete dek Kim kime hesap verecek Bir karar çıkmaz hiç bir Celsede Çırak Ça |
Yüreğine emeğine sağlık usta
___________________________________Selamlar