KALBİ KATRANLAR ÇAĞItaşlardan yola çıktım taşların zihninden zamana aldırmadan sonsuza doğru koşuyorum resimler düşüyor üstümden anlamları yakılmış sözcükler ve yalnızlıktan çürümüş sesler yaprağın yarattığı şiir üstünde sigara söndürülmüş öyküler toprağın dudağındaki çiy ve sisleriyle ünlü şehirler bir olup seni özlüyoruz kalbi katranlar çağında taşlardan yola çıktım çiçeklerden izin aldım ışığın ölmesini izleyenlerden uzağa koşuyorum peşimde geçen yüzyıldan kalma bir bıçak kâğıt ölüleri düşüyor üstümden kitap ölüleri ve mektup ölüleri halkların belleğinden geçtim kan kokuyordu sözleri kimse fark etmiyor çığlık taşıyan atların bakışlarını yüreğinin sesini kısanların gürültüsü sarılmayı unuttukları için kollarını kaybedenler torbacılar, pezevenkler, politikacılar, hırsızlar irin akıtıyorlar aynı cümlenin içinde biz; polenlerden izin alıp taşlardan yola çıkanlar ve dünyanın bütün kâğıttan kuş yapma ustaları bir olup seni özlüyoruz kalbi katranlar çağında |
Özlediğimiz şey bir çiçeğin kokusu, insanın öz'ü ve sözcük ülkelerindeki anlam...
Ne çok yitirilmiş duyguya baş kahraman olduk. Kimimiz farkında kimimiz değil.
Bu çağ katranlığa gidiyor. Bizler küçücük ışıktan umut bahçelerine...
Vesselam yüreğinin sesini hiçbir zaman kısmayanlardansın. Ve ne vakit gelsem soluğu burada alıyorum. Sesin,sözün hep olsun. Ve bu şiire ses olmak isterim.
Her dem saygıyla