Eski Bir Çalgının Telinden Hayat
bir ahu dilberin kır aynasını
kurtulur belki de elinden hayat kınalı Mehmedin tutar yasını eski bir çalgının telinden hayat bir kısır döngüdür aklı insanın her demine bir dert yüklü insanın kaderi ezelden saklı insanın düşürmez bir katre selinden hayat seni bir zalime yazmışsa kader alır nevbaharın sonbahar eder sen susarsın lakin, o feryat eder alır nasibini dilinden hayat bir kurşun bir kırat bir nazlı yari bunlarmış insanın gönlünün koru her çiçekten toplar getirir arı tattırmaz bir parça balından hayat nasip sahibinin düşer peşine dolanır fırlanır konar başına bir gece ansızın girer düşüne doğurur yiğidi külünden hayat inceden çizgiler çeker yüzüne itibar edilmez artık sözüne gün gelir dokunur kıymetlinize ayırır yaprağı dalından hayat kısa bir öyküdür bir dipsiz kuyu içine düşünce bozulur büyü geçse de asırlar değişmez huyu kaçarsın yakalar kolundan hayat *** Yakup Hocadan... yaşama çizgiler çeker inceden saçlara beyazlar düşer önceden varlığa anlamdır yokluğa neden ölmeden çekilmez yolundan hayat sonsuz bir ufuktur; fani bir dava insana dar gelen koca bir yuva sen doğunca başlar kaderin ava sen ölünce anlar halinden hayat gökte kanat çırpar; sürünür yerde gözüne çekilir esrardan perde rengini kanından alınca bir de ayırır bülbülü gülünden hayat değince bir dudak bir kara göze kara bahtı siner kırmızı yüze sonu meçhul olan bu öykümüze bir damla su vermez gölünden hayat... |
Yüreğine emeğine sağlık
____________________________________Selamlar