Soldu Şimdiden
Yüklenirdik hayatı tüm acılarıyla
Yoktu içimizde pişmanlık, sabır vardı Nasıl olsa bulurduk yolunu, rahatlamanın Yılda bir kez koştuğumuz ormanlar yandı. Yanan ne ağaçtı, ne çalı, çimen,… Güzellikleri içimizde uyandıran masalsı Kim ki gezinirken içinde dalmazdı hayale Serap oldu umutlar, şimdiyse döndüler çöle. Yine de ne garip ki aşikâr oldu Yeşilin büyüsü, seveni derinden üzdü. Alnından akarken teri elinde bidon Bir ağaç kurtulsun diyen yollara düştü. Nasıl uyanılır bu kâbustan bilemem Vatanın kalbi, ruhuydu yeşil, asla geçemem Mahzun bir çocuk gibi daldım bir düşe Hayallerimizi katledeni ben affedemem. Bizim izlerimiz vardı yanan dağlarda Kavuşamayız yeniden meşeye, kayına, çamlara Nasıl bakacağız şimdi kavrulmuş o sırtlara Karaca, tavşan, üveyik, geyikler anıda kaldı. Daha ilkokul çağlarında başladı sevgi Alaca geyik koşarken sanki bize de seslendi Anlıyorum ki bu sesi çok ararız biz Ruhumuzun dayanağı güzellikler, ateşle yitti. Ormanı olmayan dağdan hiç hazzedemem Ağaca kıyana adam, insan da diyemem Keşke bu yaşananlar birer kâbus olsaydı Yitip gidenleri sorma, ben söyleyemem. Oğuzhan KÜLTE |
Kalemine yüreğine sağlık.
Tebrik ederim varolunuz.
Yürek sesin hiç kısılmasın.
Duyarlı kalemin susmasın hiç.
Selâm ve Duâ ile Sevgiler.