Gittim kendime bir tıraş bıçağı aldım
-evet senden sonra sakal bıraktım-
Sakalıma söz geçiremiyordu
O kadar kusur… derdim ya
O jilet yok mu o jilet
ne zaman baksam
bileklerimde yakalıyordum gözlerini
Saçmalama dedim bir gün
Kendim için seçeceğim
en son intihar seçeneğisin

CLS alacaktım param yetmedi
Suluköprü’deki o küçük fil de
-sen severdin o heykeli-
satılık değildi
Rasim amcanın saz arasına
serpiştirilmiş sohbeti
Dilek ağacının renkli düşleri
Azrail’in listesinden
düşme sebebi satılık değildi
Ve evet kullanım dışı olsun istediğimiz
kıyamet alametleri

Ama emekliye ayrılmış yağlı urgan vardı satılık
-yanında eşantiyon cellat eldiveni-
Kolu kopmuş bir Barbie
Çocukların kullanmadığı korner direği
Birkaç tane de -aşksız adam ve kadına ait-
melankolik ayak izi


Gittim kendime bir kalem aldım
Harflerin yerini karıştırıyordu
-sen de karıştırırdın da
benden çıkarırdın öfkeni-
O kadar kusur … derdim ya
Ne zaman baksam
bazı harflerin saçlarını yoluyordu
acımadan beyefendi!
Yeter artık dedim bir gün
Yoruldum senin yüzünden
harflerin önünde diz çöküp
özür dilemekten

O son buluşmamızda oturduğumuz
masayı ve sandalyeleri alacaktım
param yetmedi
Çay bardağına düşen
çınarın gölgesi de satılık değildi
Son kez yürüdüğün kaldırım taşları
El sallarken
dönüp kaybolduğun o köşe başı
Saatin 15.56’sı satılık değildi
Ve evet alfabenin sen harfi

Ama Cesur’un
kemirilmiş tasması vardı satılık
Perdeye iğnelemelik gül bedenleri
Kalanlar için unutma rehberi
otuz yedinci baskı ve ciltli
Birkaç tane de -sonu kavuşmalı biten-
romantik film seti
yüzde kırk indirimli

Gittim kendime bir kuş aldım
Sessizlik yokluğunu hatırlatıp duruyordu
Dayanamadım…



160621Râzı