SöylencelerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Okumayanlar için Geçmişten 11.9.2010 tarihinde yaymlanmıştır. herkes başka görürmüş kendini aynada ve de dünya aynasında durma her şey değişirmiş ondan sebep, ses çıkmıyor elimizdeki taşlardan herkes alıyor nasibini global ısınmadan dinlet kulağım, al gözüm seyreyle sen de hayâlde uzaklardaki ayrılık, daha uzak değilmiş yakınındakinden boşluğa açılan kapının, arkasında boş kalırmış yerin nehir denize kavuşunca ölür müymüş, yaşar mı bilemedim leylak kokulu, uzak bahçelerde kalmış masumluğumuz ondandır, kanıyor göğsümüzde ki yaralarımız masallara kanmışız da, onlarla aydınlanmışız biraz da meselâ yedi cüceler olmasa, olmaz imiş prenses cadı annesinden bu yana hastalıklı gülüşler düşmüş zamana zaman mı kirliymiş, yoksa, biz mi kirletmişiz hannibal’ i kim yaratmış hammurabi kanunlarını niye yazmış yedi başlı dev var mıymış ayaklar doğru uzantıda iken neden başlarmış yalnızlık senfonisi geçilmeyen yollarda körelirmiş ayak izleri gölgeden çıkamayan benlik, kalır gölge olurmuş sarmaşık bir hasreti, içeride büyüten beklenenin değeriymiş aşk mı yakarmış ateşi, aşıklar mı yakarmış aşk ateşini yokluğu bilmeden geçen, çabucak döner miymiş varlıktan sen dokunmaz isen, zarar gelir mi yine sana mahlûkattan aydınlık kör bakarken, yine de, mutlu olmayı öğrenmişiz polyanna’ dan sessiz, boş duvarların, sürmede çarpıntısı var’ı n izi vardır da, nasıl bulunur yok ’un izi ne demişti napolyon hatırında mi ki derin sandığının sığ mı çıkmıştı dibi o sahte, şuh gülüşler, paranın sesi miydi bin düğüm söylenceler, kim çözecek bunları aç şu perdeyi de, görelim ters köşe çalımını dünya mı delirmiş, deliren biz miymişiz yoksa Hâdiye Kaptan |