Hani kırmızı bir gül gibi’sen benim güllerimi seversen ben de senin dikenini severim belki gül dikensiz, diken gülsüz olmazmış’ bilir misin gülü kurutulmuş bahçede hep gidecek gibi ayaküstünde ay yarım olmuş fark etmedi elimi uzatamasam da bütünlemeye unutulmuş bir dizesinde yitik şiirin seni aradım, biraz uslu, biraz hırçın ayaklarımın beni götürdüğü yere kadar gidemesem de çok güzeldi bekleyişler bahçesi yoktu yüzünün dikeni, güldü umuttu açan duvar dibinde ne hayaller kurdum bilsen gördün mü kapını açıp girdiğimi odana bir soluk alıp veriş değin yakın seninle düşlerine uzandığımı birlikte okuduğumuzu bir kitabı karşılıklı içtiğimiz çayı birlikte ısındık soba başında dikendi, güldü derken geçti yıllar arada bir rastlaştık yolda hani kırmızı bir gül gibi yüzün kızarmıştı dönüp baktığımda selamlaştığımız da oldu arada.. 17. 05. 2021 / Nazik Gülünay |