savaş baltalarınızçay bardağımın kenarına tünemiş dolu dolu bulutlar bir şarkı dövünür kulak zarımda korkmayanların usulca dinleyebildiği duvarlar kimden yana bilemedim büklüm büklüm üstüme düşmeselerdi diye teğet geçti kafamdan sesi gelip sessizliği örttü içimi hüznümün rengi boşaltmış gibi koyu kahve yabancı gözler dört bir yanımı sarmış sanırsın yıllardır tek bir mektup yolu gözler çocukluğumun şamatası kaçmış gençliğime bangır bangır çatlaklardan sızarak yaşlılıktan düşen ellerim feryat figan bastona sığınmış göğüslerin süt kokusu da çürür kafesten kurtulmaya gücüm yoktu bende Azrail i sevdim kimsecikler güneşle tanıştırmayacaktı beni ya da ateşböcekleriyle içim sıkıldıkça iltihaplı ruhum kanatlanıyordu öpüşüne bulandığım tecrübesiz hayatı sevemedim bende topraktan kale yaptım gözyaşlarımla büyüttüğüm mezarlığa gelirken yaseminler getiriniz savaş baltalarınızı benimle gömün |
Küçük bir serce
Ya nefessiz kalacaktı ya da kafessiz
Siirdi. Imgelerin susuzluguna yudum yudum yağmur akıyordu
Tebriklerimle sair.