Sessizce gidişin
Sessizce gidişin
Hatırlarmısın Sevgilim. ne zaman, gözlerini gözlerimden kaçırsan, “sevda”dan,”aşk”dan bahsederdin. cümlelerine sığdıramadığın sevdanı, titreyerek söylediğin hecelerinde saklardın. sımsıcak nefesin, üşüyen yüreğinle!... ve ben "sen" olurdum. düşlerim kadar çıplak,ölüm kadar yakın. “Ay” düştüğünde zemheriler kıskanırdı, siyah gözlerinden sonbaharı. omuzlarına kadar salınan kızıl saçların, çatlatırdı nisbet yapan şakayıkları. sen kokardın koparırken acıdığım çiçekler. bırakmamacasına tuttuğun avuçlarıma, gizlice okurdum dualarımı . usulca, damla damla, kanayarak, kan ağlayarak, akıtmak isterdim, göğsüne göz-(yaş)larımı. Yine bir, mayıs gecesi. sana yakın, kendimden uzak. bak yine, yeniden, geceler koynunda emziriyor sabahı. yıldızlar her zamanki gibi parlak. fakat onlarında gölgeleri simsiyah, kapkaranlık ve sessiz, tıpkı benim gibi sensiz, kimsesiz. Anladım ki; sevgilim!.. yaşanılan her şey, aynı şey. kah sen gitmişsin, kah ölüm soğuk nefesini üflemiş iliklerime. “sevda”mı adında gizlediğim “s-e-v-d-a-(l)-ım. kızgınlığım kendime, “sus”kunluğum sanadır. ne zaman gönlüm söz geçiremezse aklıma, yokluğun varlığıma inkar ettirsede seni, bir korku iner, vazgeçemediğim sensizliğime. bir çığlık düşer, gölgelerin sessizliğine. bir ben, bir de ölüm ağlar, sessizce gidişine… H.Ali Aydın 17.05.2008 |
yıldızlar her zamanki gibi parlak.
fakat onlarında gölgeleri
simsiyah, kapkaranlık ve sessiz,
tıpkı benim gibi sensiz, kimsesiz.
tıpkı biz gönül dostları gibi... kaleminiz daim olsun tebrikler...