AH BENİM EŞKIYA HALLERİM.Kimin kıyametine koşsam her gecenin kıyısında, Kendi kıyametimi peydahlıyorum darağacında, Biliyorum her yol uçurumların ucunda, Uçurumların ucundayım ya Hızır! Biliyorum, Bir Nuh tufanı öncesini yaşıyor çağdaş nemrutlar, Ben ki ölümü bekleyen bir kurtçuk, Yasaklanmış elma içinde eskimiş mazbatam. Gri kuşlar dökülüyor dudaklarımdan, Kâinat uyurken ben, Çocukların sırt çantasına dolduruyorum, Yere düşen kahkahalarını ergen isyanların. Kimin kıyametine koşsam şakağıma yığılıyor telaşlar, Anılarını yiyen bir zemheri peydahlanıyor gün ortasında Cumartesilere erteliyorum hayatın çete ruhlu sabıkalarını, Taş duvarlara, zindanlara çıkıyor her gece yolum. Mansur yalnızlığında başlıyor sorgum. Fazla büyütmüşüz devleri bir pezevenk hevenginde, Ağzımda esmer bir gül binerken tufan gemisine, Sular yükseliyor cücelik düşerken mağrur yüreklere, Ne yana dönsem Hira boyunda adamlar girer düşlerime, Ne yana dönsem Hızır, ne yana dönsem Miraç, Korkulurmuymuş? Uçuk kaçık besmelesiz heriflerden Şimdi toprağa yürek aşılamaya gidiyorum. Başeymeden totemlere, boyun bükmeden apoletlere, Çapraz bir türküyü aşırıp dağlardan, Sehpaların ilk durağı Hubeyb�e gidiyorum. lütfi kireçci |
Kendi kıyametimi peydahlıyorum darağacında,
Biliyorum her yol uçurumların ucunda,
Uçurumların ucundayım ya Hızır!
Dar kurulur divanımda.Kıyamet dedikleri bu mu ola?Uçurum kenarına,kendi kıyımıma koşuyorum sorgusuzca.Fazla büyütmüşüm hayatı gözümde.Her çocuk sallanıyor şimdi ipe serilen gecelerde.Hızır!Uçuruma bir ses ver.Kıyametimdir zalimin ayak sesleri.Besmele bilmez dilleri ile sövüyorlar toprağıma.Toprağım ki hiç bu kadar ağlamadı hiç bu kadar kurumadı yalnızlığında.Besmelesiz dilleri,dua bilmez gönülleri vuruyor gecemi.Hızır!Uçuruma ses ver.
Saygılarımla