İmlası bozuk kuyularda kıyametim kendime
Belli olmaz zamanı,
Orman da düşer bazen çöle haberin olmaz, Kuruyan ter biçersin hasat mevsimi, Yorgun gövdemiz üstüne oturan ayılardan, Farkımız mı kaldı kapkara patlıcandan, Domatesten, biberden, hıyardan, Hadi bir mangal yapalım selvi gölgeler üstünde. Bomba dersem çık, Dinamit dersem kaç, Her derde neşter Kızılhaç, Toplayın fareleri yuvalarından bu gece uykumuz kaçacak, Düşlerin pusuya düştüğü yer Filistin, Çiğdemleri açmadığı ülke ırak, Ne Türkiye kalmış Türklere Türkistan, Ne yemen kalmış boynuma doladığım türkü, Ne firari aşklara mekân kabristan, Belli olmaz zamanı hiç, Eyüp Sultan’dan çıkarsam arşa başımı, Dağlara gemiler çıkaran ordu iner halice, Şehrayin mi var baktığım saf yürek adresinde Munzur, Bir köpeğin ölü gözlerinden giriyorum sarı boyalı odama, Kaçtığım yer şairlik yanım olsa gerek Siyah zifirinde bacaların fesleğen açar bir gün şaşırma, Gök uyandığında iflas eden tasvirsiz kuşlar günlüğüm, Ben böylesi imlası bozuk kuyularda kıyametim kendime, Ben geçince serden, bin atlı geçer Kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüden Zincirlenmez elbet, Atım Burak, Yön kıble, ah kim tutar beni, Kisra’nın sarayında. Bırakın büyük putları kırayım bu gece Elimde balta İbrahim adına, her muammalı dekorda, Yakup’un elinde kanlı gömlek, uzaklarda Yusuf un kokusu, Geriye bakma, yok oldu Sodom ve Gamore, taş kesildi ihanet. |
Kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüden
Zincirlenmez elbet,
Atım Burak,
Yön kıble, ah kim tutar beni,
Kisra’nın sarayında.
Bırakın büyük putları kırayım bu gece
Elimde balta İbrahim adına, her muammalı dekorda,
Yakup’un elinde kanlı gömlek, uzaklarda Yusuf un kokusu,
Geriye bakma, yok oldu Sodom ve Gamore, taş kesildi ihanet.
İhanetlerin taş kesileceği ve cesaretimize kavuşacağımız dünleri görecek mi gözlerimiz yaşayacak mı yüreğimiz bu kadar derin uykuya dalmış iken uyanabilecek mi gözlerimiz.
Çok özel bir şiir. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize