Hayal Edelim
Bırakalım hayatın şu kasavetli yanını
Bakalım pencereden çok uzaklara Nasıl da yağıyor çirkinliklerin üzerine kar Beş dakika hayal etsem unuturum gamımı. Bir köprü düşünün ahşaptan, derenin üzerinde Korkulukları olsun oymadan tam ele göre Naifçe süzülsün suları derenin ben geçerken Karşımda karla kaplı çamlar, üstelik görkemliler de. Ayak izleri karışsın zeminde karşı zirveye Zamanla silinir olsun izler kar tanesiyle Leke kalmasın yerlerde ve alabildiğine beyaz Hayal değil mi nasılsa, yaz dostum yaz. Ortasında kuytunun sesler tükensin Bir tek dallarda yüklü kardan ses gelsin Arada bir esen yelin namesiyle Kulaklar pür dikkat, sesi dinlesin. Birleşsin akan dereler, ilerde çay olsun Oltalar da ellerde hazır bulunsun Daha ağarırken tan yeri, kızılca şafak İğneye takılanlar sazan mı iyi bak. Demlensin bir yandan da közde çayımız Kafa dengi insanlarla biz doğaya aşığız Ne telefon sesi ne de araç gürültüsü Muhabbetle dolsun gün, o gün budur kârımız. Yükselsin ateşi közün içinde karın Kuru dalla arada bir beslemek lazım Belki geçer birileri de bu ıssızlıkta O da bizdendir deyip ikramdır elzem. Say ki uzunca dal gibi boynuzlarıyla Fotojenik anlamda bir geyik daha Çıkıversin azsızın kampın önüne Kaçırma manzarayı ha, bas deklanşöre. İşte sana masal gibi görünen bir örnek İster hayal et onu, dilersen olur gerçek Zor da değil çıkmak rutinlerin dışına Biraz doğa sevgisi varsa, bulursun zaman Özünü yakalarsın hayatın, mutlusun o an. Oğuzhan KÜLTE |