Jelibon Ağacı
i
kırmızı mürekkep suladı suhufu, adem elması koktu Yusuf’un boynu kalem kırıldı, Züleyha’nın boynu vuruldu! ii jelibon ağacı hükmündedir varlığın, hamurun şekerden, mayan şerbet’ten. dudağın kırmızı, saçın şarabî, sokağın morumsu, göğün kuzgunî. iii zeytini ve inciri sev, ikindi ve kuşluk vaktine gülümse. küçük bir zerresin bu alem-i fezada, gülümserek büyü, gülerce bir zerre ol. dudakların kırmızı bir atlas ve içe çekişli bir devran. şehvetli bir medcezir aleme sırt dön, bana gelerek çekil. iv dudaklarımda Kerbela, susuzluk dilimde Hüseyni bir ağıt. v kuytularında, gül ve menekşe. güneş görmemiş, çiçeklerin var. arzum, tutkum şu kırmızıca şehvetim. hoyrat ve arsız bir at’ım, biricik yosmam, kısrağım. vi neydi o hakikat denilen hengame, ardında ömürler telef ettiğimiz. neydi o hakikat? kırmızı karların başımızdan döküleceği bir rüya, sırça cam içinde buğusu çiğ tutmuş siyah lamba. vii turnaların selam verdiği bir şehir biliyorum, elifi elifine, seni benim gibi sevecek hayde, uzan bana gidelim. viii şiir değmez oldu artık soluma sen yoluna ben yoluma. |