Biz Sevmesini Öğrenebildik mi
Tren çığlıklarla geçiyor içimden.
Bilmezdim yüreğimde bir istasyon barındıracağımı raylarında sarmaşıkların kırılacağını. Nereye gittin diye sorgularken konduktörü olmasını becerememişim sensizliğe yol alan yüreğimde ki trenin. İstasyon boş şimdi yüreğimde. Ne bir tren çığlığı duyulmakta ne de saat başı anons yapan adam. Kulaklarıma çarpan, ölüm çığlıkları sadece sarmaşıklara düşlerini asan serçelerin. Dilim hep aynıyı türküyü çığırmakta biz sevmesini öğrenebildik mi diye. Begonyalar alev alıyor duvar kenarlarında. Ruhum, fahişenin son müşterisini bekler gibi beklemekte yorgun, bitkin, harap ve gizli bir pişmanlık ile. Penbe bir şal’ın kıvrımlarında ki tüyleri okşuyor sensizlikte acıyan ruhumu. Kaçıncı bahara girmek üzereyiz yokluğunun gökkuşağından önce mi gitmiştin yoksa yüreğime düşen ilk cemreyi görmüş müydük. Hangi dağın eteklerine vardın şimdi geçtiğin vadilerde bir bensizlik hakim mi kompartımanına. Hala bir ben mi çığarmaktayım dilimde ki türküyü? Biz sevmesini öğrenebildik mi diye. |
garip_şair tarafından 6/16/2007 1:27:26 AM zamanında düzenlenmiştir.