Tanrının TerazisiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Aklın sustuğu yerde değil , aklın çok konuştuğu yerde delilik başlar.
beni gör hadi cesaretin varsa kaçırma bu sefer benden gözlerini ben yılgın rüzgarların mahsun fısıltısı değilim artık ben kahrolası bir terkedilmenin kundağına sarılmış o piçin hiç bitmeyecek gibi gelen ağlamasının delirten eziyeti gibiyim şimdi boşuna arama dudaklarımda tadına doyamadığım o sütün beyaz izleri yok artık kana bulanmış gözlerimden taşarken ölüm kan dolmuş bir terk edilmişliği haykırırken her bir varoluşum söylesene dilimin aklanmış cümleler söylemesini ya da zihnimin pişmanlık içinde tanrıya yalvarmasını beklemek sence ne kadar akıllıca olur boşuna uğraşma sana artık inanmaz kulaklarım bir yalanın kalbimi soktuğu yerdeki sızıyla anarken adını dişleri dökülmüş bir gülüşün eğreti hoşluğuna saklarım ancak sıfatını gece söylerken yıldızlara ninnisini sen ancak serseri bir arabanın çığırtkan kornası kadar huzurla doldurabilirsin uykularımı aslında geldiğimiz noktaya şaşıyorum inan hadi ben çok kötüydüm cehennem bile az buldu çektiğim eziyeti peki sen nasıl oldu da kutsanmış bir zifirin gölgesinde serinletebildin merhamet görmemiş o yüreğini almıyor ki aklım sen söyle lütfen acaba tanrı nasıl bir teraziyle tartıyor bizi y... |