İzotop
dünyanın bütün törenlerinde
karamsar bir kahverengilikte uykusu gelen biri vardır her pazarda çürümüş bir sebzenin müşterinin torbasına atılmasının alâladeliğinde pazarcılar pagan tanrılarına öykünür şu konuşmalarındaki tekrarlar muz kabuğunda kaymasa belki ne endâmlı gerçeğimiz olurdu önlük ceplerindeki paranın altın umutlu sesi her aşk bilek güreşiyle sonlanmasaydı bile iki sumo güreşçisinin narinliği kadar prospektüsünde yazan içeriği bazen kendi kendime diyorum kendime söylediklerimin acımasızlığı uranyum izotopunca oldukça sevimli dolayısıyla gerçeğimin infilakları az sonra anonsundan bile daha incitici gökkuşağı kaybım var gözlerimde bir göz doktoruna gidip aksimi düzeltecek bir gözlüğü sevmeliyim ne de olsa dışımdan bakmak şu sıralar kolay değil. |