ekmek tarlasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kavurucu sıcakların altında tarlalarda ekmek parasını kazananmak için çalışan biçare insanlara(mevsimlik işçilere...)
Hangi ana doğurdu
Hüzünlü sema bakışlarında Bir kız çocuğu Ekmek tarlasında Yüreklerde serzeniş Gözlerde yaşamın murdar rengi Kanatlandı; Sumru yavrusu göğe İzledi; Karınca misali didinen annesini Okşanası saçları rüzgârda Gözlerinde yaş alnında ter Elleri gibi kanıyordu yüreği Kaçmak istedi uzaklara Lakin; Kıyamaz annesine Canından bir parça katar yoluna Gözlemekten yoruldu Sumru yavrusu Çırptı çocuk kanatlarını Çekingen ve ürkek Yaklaşırken annesine Saplandı göğsüne Tanrının pençesi Annesinin unuttuğu gülü Babasının çıkmayan sesi Sumru Korkuyordu Yapayalnız başına kalmaktan Yuvarlak kutuya sığdırılmış Acı bir dünya Başı sonu yok Yoksulluk o kutuda O kutuya hapsolacak Zeytin karası gözler... İki kardeş ağlamakta Saçları kıvır kıvır elleri toprak Çekingendi küçük kardeş Mavi suların kıyısında Ekmek tarlasında Günde on dört saat ölmek Ekmek tarlasında Günde on dört saat ölmek Ekmek tarlasında Beni yuttu, Şu küçük denizin mavisi Tarlanın ortasında bez parçasından gölgelik Solmuş yapraklar Bir anne emzirmekte bebesini Kararmış iki taşın üstünde Çaydanlık Ateşin kızılı altında İnce bir duman yükseldi göğe Güneşin kavurucu sıcağı Yükseldikçe Küçüldü gözler Burun delikleri gerildi Kemirdi yürekleri can İnledi renklerinde güneş Gördüm; Küçük kızın gözlerinde Umudun kayıp gidişini Dudaklarda çorak toprak izi Yürekleri kanatır yaşamın ta kendisi Gözler yaşlı Küçüğün karşısında duruşu anaçtı Büyük kardeşin Sumru yavrusu kaçmak istedi Gözlerinde yaş güneşe daldı gözleri |
Tebriklerimle...