Olsunnasıl çıkılır içinden umut gerek bana ( bize) uzanıp dalına koparmak kalsın meyveyi caydım doruğundan atlamaktan gördüm yer çekimini insan ne’ler yapmış ona baktım isli ocaklar yaktım çaydanlığa birlikte içince güzeldi çay gönül rengiydi göz göze gelince güneşle ay sözler sevgili, özdendi uzakta kalsa da nefes, ses birbirine bağlardı özlem bundandı aynı gövdede yaşar gibi soluk almak gitsin gittiği yere değin olmaz insanı düşünmemek kimler oturmadı ki deyip bu koltuğa şöyle ölümlü gözüyle bakmak eline uzanıp dokunamaz sen koyarsın elini bir kenarına ne güzel otururduk toprakta çimde birde salıncak kurardık elma ağacına söylerdik sevda yüklü türküleri bahçe beklerdi bizi girerdik derme çatma kapıdan atlayarak ark suyunu böyle yaşamaktı umut yarınlardaydı yarın ayağımızda naylon ayakkabı olsun.. 30. 11. 2020 / Nazik Gülünay |
Babama ağlaya sızlaya naylon sandalet ayakkabısı aldırmıştım.
Buğday tarlasına yemlik toplamaya daldık arkadaşlarla.
Birisi korucu geliyor diye bağırdı.
Herkes bir tarafa koşturdu.
Naylon ayakkabımın bir teki ekinlere takılıp çıktı.
Daha sonraki günler tarlaya gidip ayakkabımı aradım.
Bir türlü bulamadım.
Buğday kesilirken komşumuz kaybolan tekini buldu.
Güneşten rengi bambaşka olmuştu.
Sağlıcakla kalınız...