YANAR İÇİMDE BİR ATEŞ
Mihmanıyım ezelden sanki, çekiyor toprak
İnsanları çok hastır,tebessümler sağanak sağanak Çevrelemiştir bir ormandan deniz sanki, Ortasında yükselen bir düzlükte, şirin bir köy Gitme diyor sessizce, kal burada hep bâkî. Ruhsatı mı olur ya da karnesi mi bilemem Memleketi, dünyaları verseler değişmem,değişemem Yılda bir kez kısmetse uğrarım ki rahmetten Gönle giren uhrevi duyguları bilirim,söyleyemem. Hey gidi Karakaya, çocukluğumun masalı, Gençliğimin sevdası, pusulası,harmanı,… Sevdiklerini de bastın bağrına ki yeşilinde Asırlık ağaçlarının gövdesinde yatar, maziden bir leke… Uzağında biraz, akıyor berrak suyuyla Karadere Adına aldanmayın ha, çaydır esaslı ve tertemiz yine Merkeplerin sırtında gidilirdi geçmiş zaman oralara Yolunuz düşerse, oltasız gelmeyin alabalıkbalık avına. İsimleri de güzeldir kardeş köylerin ve efsunlu Bosup derler birine, çık ha çık, yolu pekte yokuşlu… Hala oğlum selam ediyor eski adıyla Dodla`dan At ile gidildiği vakitler gelir aklıma, çoğu zaman. Ne ekersen alırsın misliyle, toprağı bereketli Bırakın eti, ciğeri,fasulyesi çok lezzetli Yanında olursa sacda pişmiş köy yufkaları Yağmurdan sonra bulursunuz yanına, doyumsuz mantarları. Şimdi bakarım uzaklardan memlekete, içimde yanar ateş Bir mistik havası var ki anlatılmaz, cennete eş Arasında kaybolup yitmek istersin ormanın derininde Apansızca karşına çıkabilir bir geyik, yahut tilki de. Nerede bulursan iç kana kana suyunu, temizdir Bu su ile kor ateşte yapılan çayın lezzeti, tarifsizdir Ne yaslanacak ağaç ararsın orada, ne sığınılacak gölge Zemin halı sahadır sanki, motifleri çiçektir. Yüksekten bakmak için ne de güzel bir zirve Teke Kayası adı, köyden az bir ilerde Gerçekten de benziyor, tıknaz dallı keçiye Sanki yontulmuş elle, köye caka satıyor. İnmeden bir bak ileri, yüksekte görünür kule Rasat yapılır burada, orman için gözlem de Köy altına inelim, armut, ceviz bulalım Vaktinde gelmiş isek, kuşburnu toplayalım. Dedik ya sanki masal, dinginlik var burada Çamlardan da yansıyan çamsakızı kokar ha Toplayın böğürtlenleri, kızılcık ve dutları Şansınız da var ise, çok leziz çilekleri. Okunur birazdan ezan, toplanılır camide Öyle bir muhabbet ki, kazınır zihinlere Eda edilir namaz, dağılınca cemaat, istikametse eve Derken dumanı çıkan fırın girer sahneye. Ustadır çoğu zaten, ekmek pişirir burada Öyle güzel kokar ki, köylü bekler sırada Buharı da üzerinde, esmer köy ekmekleri Daima hatırlarım ta çocukluktan beri. Oğuzhan KÜLTE |
Memleket özlemi ancak bu kadar anlatılabilirdi.
Tebrikler